İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkistan’ın hamisi Türkiye

Doğu Türkistan konusunda uzman Çin’in öldürdüğü söylenen Abdurrehim Heyit’in 25 yıllık arkadaşı Prof. Dr. Abdurreşid Celil Karluk, Çin’in ayakta kalmak için Müslümanlara ihtiyacı olduğunu söyleyerek Türkiye’nin yaptığı çıkış ile Doğu Türkistan’ın hamisi olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini ifade etti.


Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden Türkistan Uzmanı Prof. Dr. Abdurreşid Celil Karluk, Çin’in Doğu Türkistan’ın önemli ismi Abdurrehim Heyit’ı öldürdüğü iddiasına sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye’nin Türkistan üzerindeki gücünü bilen Çin’in Türkiye’nin üzerinde yoğun bir lobicilik yaptığının söyleyen Prof. Dr. Karluk, Çin’in Türkiye’nin ekonomisinde, siyasetinde, ticaretinde de aktif olmaya çalışmasının nedeninin Türkiye’nin Türkistan üzerindeki potansiyel gücünü yok etmek olduğunu vurguladı. Karluk, Çin’in Türkiye’den Doğu Türkistan konusunda gelecek herhangi bir müspet tepkiyi önlemek öncelemek için yıllar öncesinden hazırlık yaptığını kaydetti.

Aklın almayacağı işkenceler yapılıyor

Çin’in bu politikalarını anlamak için Bilge Kağan’ı, Kültigin’i, Tonyukuk’u okumak gerektiğini dile getiren Karluk, 730’larda bu kişiler tarafından dikilen taşlarda Çin ile Türk milletleri arasındaki ilişkinin özellikleri hakkında birçok bilginin yer aldığının altını çizdi. Karluk, Çin’in hafızasının Türklerden daha kuvvetli olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Yazısı değişmedi, dini değişmedi, toprağı değişmedi, genişledi. Ondan dolayı Çinlilerin Türkler hakkındaki birikimi çok fazla. Çin’in devletinin genişlemesi, büyümesi için hayati öneme sahip bölgelerin tamamı Türkistan’da. Türkistan 1884’te Çin tarafından işgal edildikten sonra Çin bu bölgenin ebedi Çin vatanına dönüştürülmesi için 1955’ten günümüze kadar acımasız uygulamalara girişecek mantıksız bir siyaset uyguluyor. Çin bundan dolayı bu uygulamasına tepki verebilecek bölgedeki Müslüman Türklerin akrabası olan Batı Türkistan ve Türkiye gibi ülkeler ile arasındaki ilişkiyi kesmek için Doğu Türkistan’ı kapalı kutuya çevirmiştir. Bilgi alınmasını engellemiştir. 2017 sonrasındaki faşist uygulamalar ile bu durumu daha ileriye taşıyan Çin, milyonlarca insanı ceza kamplarında tutup işkence etme, erkekler içeri alındıktan sonra savunmasız durumda kalan ailelerdeki kadınlara Çinli memurları yerleştirme gibi gayriinsani, insanın aklının, mantığının almayacağı uygulamalara başvurdu.

“Türkiye masaya yumruğunu vurdu”

Türkiye’nin orada olup bitenlerden haberdar olduğuna vurgu yapan Karluk, Türkiye’nin daha çok iyi ilişki kurma, yapıcı olmaya çalıştığını ifade etti. Karluk, Türkiye’nin Çin’in diğer vatandaşları ile aynı haklara sahip olması için kapalı kapılar ardında girişimlerde bulunduğunu belirterek bunu Çin’in suiistimal ettiğini kaydetti. Karluk, “Türkiye’nin iyi niyetine karşılık kötü niyetle Türkiye’den oradaki akrabalarına çok kötü muamele etti. Türkiye’den gidenlere yönelik seyahat engelleri çıkardılar. En son olarak da Türkistan’ın manevi mimarlarından Abdurrahim Heyit’in öldürüldüğü haberi geldi. Nitekim onun söylediği Türk-İslam Kültürünün cevherini yansıtan türküler Türkiye’de de çok popüler oldu. Ondan dolayı böyle bir insanın öldürüldüğü haberi Türkiye’de infiale varan bir patlamaya sebebiyet verdi. Devletimiz gerekli asaletli duruşunu sergiledi. Türkiye Çin’in insan hakları ihlallerini durdurmasını 21.yüzyıldaki bu toplama kamplarının esef verici ve gayriinsani olduğunu söyleyerek kapatmasını istedi. Çin, Türkiye’nin uydu bir ülke olduğunu düşünürken Türkiye sırası geldiği zaman masaya yumruğunu vurabileceğini gösterdi. Doğu Türkistan davasının asıl sahibinin kendisi olduğunu da dünyaya hatırlattı” şeklinde konuştu.

Çin Müslümanlara bağımlı

Karluk, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada güçlü olarak kalmak mecburiyetinde olduğunu dile getirerek Çin’in Türkistan’a bağımlı olduğunu söyledi. Türkiye’nin büyük ülküler etrafında hareket etmesi gerektiğini söyleyen Karluk, “Çin ekonominin sürdürülebilir olması için hammadde ve Pazar ihtiyacı var. Bugün Çin hammadde ihtiyacını Müslüman dünyasından gideriyor. İşlediği ürünleri en kârlı olarak Müslüman ve Türk dünyasında satıyor. Çin’in İpek Yolu projesinin başarılı olmasını tek şartı Müslüman Dünyasının bu yola rıza göstermesidir. Eğer kendi sınırları içerisindeki bu işkence ve soykırımı devam ettirirse bu Müslüman dünyasındaki bazı hükümetler Çin ile iş birliği yapsa da halkları buna müsaade etmeyecektir. Çin’in dünyadaki en yakın müttefiki Pakistan hükümeti ile iyi ilişki kurarken halkı ila aynı ilişkiyi kuramıyor. Çin’in İpek Yolu projesi dahil birçok girişiminin başarılı olması için ilk önce işgal ettiği topraklardaki Türklerin/Müslümanların haklarını vermek mecburiyetinde. Orada akrabası ağlarken diğeri orada ticaretini yapamaz” diye konuştu.

Kaynak: MilatGazetesi                 Yazar: NEŞAT GÜNDOĞDU

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir