Doğu Türkistan’da milyonları işkence merkezlerine gönderen, kanaat önderlerini kelepçeleyen Pekin kültür hafızasını da silmek için sistemli imha politikası yürütüyor. 800 yıllık camileri yerle bir eden rejim, bugüne kadar dünya mirası mabedlerden tarihi evlere yüzlerce eseri yok etti.
Çin Müslüman Uygur azınlığına yönelik soykırım ve imha politikalarını dünyanın gözü önünde sürdürüyor. 2 milyondan fazla Uygur ve Kazak’ı toplama kamplarına dolduran Pekin Müslümanların kültürel kimliklerini yok etmek için aydınlarını ve sanatçılarını da hedef aldı. Aralarında ünlü profesörler, yazarlar, akademisyenler ve gazetecilerin de olduğu 150’den fazla isim gözaltına alındı. Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların çağrılarına rağmen toplumun kanaat önderlerinin akıbetlerine ilişkin açıklama yapılmadı. Hapse atılan ya da toplama kamplarına gönderilen, aileleri ve çalıştıkları kurumlar tarafından kayıp oldukları teyit edilen akademisyen, gazeteci, yazar ve sanatçıların fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldığı da gündeme geldi.
Sindirme politikasını yürüten Pekin, bir yandan da Doğu Türkistan’ın kültür hafızasını hedef almayı sürdürüyor. Son olarak Çinli araştırmacı Shawn Zhang, uydu görüntülerinden yararlanarak Doğu Türkistan’ın Keriye nahiyesindeki 800 yıllık Heytgah Camisinin Çin yönetimi tarafından yıkılmış olduğunu tespit etti. Çin yönetiminin sadece 800 yıllık Keriye Heytgah Camiini değil, bütün mahalleyi yok etmiş olduğu da görüntülere yansıdı. Yerle bir edilen cami, Orta Asya’nın en eski ve sembolik mabedlerinden biri olarak gösteriliyor. 20 bin kişinin ibadet edebileceği büyüklükteki cami ‘Çin’deki İslami Mimarlık örneği’ unvanını taşıyordu.
Bu vahşetin ardından tarihi Kargilik kentinde de benzer bir yıkım olduğu belirlendi. Yine uydu görüntüleri üzerinden çalışma yapan araştırmacılar bölgedeki 500 yıllık bir başka caminin daha ‘kentsel dönüşüm’ gerekçesiyle yıkıldığı sonucuna ulaştı.
Son yaşanan kıyım, Çin’in aslında uzun yıllardır yürüttüğü tarih katliamının boyutunun nerelere ulaştığını bir kez daha gündeme getirdi. Kentsel dönüşüm gerekçesiyle Türk-İslam tarihi açısından büyük öneme sahip olan tarihi Kaşgar kenti hedefe kondu. İpek Yolu’nun önemli kavşak noktası olan Kaşgar’ın ‘Eski Şehir’ kısmı dozerlerle yıkıldı. Bu süreçte yaklaşık 65 bin evin yıkıldığı belirtildi. Yüzlerce tarihi yapı da yok edildi. Çinli yetkililer ise dönüşümün tarihi dokuya sadık kalınarak yapıldığını savunsa da, Yusuf Has Hacib ve Kaşgarlı Mahmud gibi Türk tarihinin önemli isimlerinin de türbelerinin bulunduğu bölgedeki yıkımın Müslüman izinin silinmesine yönelik olduğu ortaya çıktı.
2011 yılına kadar ülke çapında devlet himayesinde korunması gereken 58 tarihi eser, mahalli ve bölgesel organlarınca korunacak toplam 2 bin 789 eser tespit edilerek kayıt altına alındı. Ancak, dünya mirası eserler titiz şekilde korunması gerekirken tahrip edildi. ‘Şehirleri modern şekilde yeniden inşa etme’ kılıfı altında Kaşgar, Gülce, Urumçi, Hotan, Yarkent gibi medeniyet beşiği Türk şehirlerindeki tarihi evler de yıkıldı.
ÜÇ AY İÇİNDE BİNLERCE CAMİ YOK EDİLDİ
Zulümde sınır tanımayan Çin yönetimi Doğu Türkistan’da en çok camileri hedef aldı. Uygur Özerk Bölgesi’nde üç ay gibi kısa bir süre içinde yaklaşık 3 bin 500 cami ‘kamu güvenliğine aykırı’ gerekçesiyle yıkıldı. Tarihi Kaşgar kentinde de 86 cami ve mescitten geriye sadece 20’si ayakta kaldı. Radio Free Europe, Sincan (Doğu Türkistan)’daki Tokkuzak emniyet yetkililerinin, camilerin çoğunluğunu ‘ibadet için sağlam olmadığı’ öne sürerek yıktığına yer verdi. Çin yönetimi “İstikrarı korumak” iddiasıyla bölgedeki camilere 350 memur tayin ettiğini açıklamıştı. Komünist Parti’ye bağlı televizyon kanalında yayınlanan haberde, camileri izleme kararının ardından raporlar hazırlanacağı da belirtilmişti. Doğu Türkistanlılar, gizli takibin ve faaliyetlerin yakından izlendiğini, yapılan her toplantı ve faaliyete Çinli yetkililerin de katıldığını belirtiyor.
ÇİN ZULMÜNE KARŞI MELBORUNE İSYANI
Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlalleri, Avustralya’nın Melbourne kentinde protesto edildi. Avustralya Doğu Türkistan Derneği ve Victoria İslam Konseyince düzenlenen gösteriye, ülkenin farklı şehirlerinden gelen Uygur Türklerinin yanı sıra Melbourne’da yaşayan Türkler ve farklı etnik kökenlerden Avustralyalılar katıldı. “Doğu Türkistan”, Avustralya ve Türk bayraklarıyla Eyalet Kütüphanesi’nin önünde toplanan göstericiler ‘Türkistan’a özgürlük’, ‘Uygurlara özgürlük’ pankartları taşıdı. Adelaide Doğu Türkistanlılar Derneği Başkanı Nur Muhammed Türkistani, baskı altındaki Uygurların acil desteğe ihyacı olduğunu söyledi. Bölgede her geçen gün kötüleşen bir durumla karşı karşıya olduklarını hatırlatan Türkistani “Bugün, 13 milyon insanın acil yardımınıza, ilginize,desteğinize, özgürlük ve demokrasiye kavuşmak için ihtiyaçları olduğu mesajını vermek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Türkistani, devlet liderlerine ve uluslararası medya temsilcilerine harekete geçmeye çağrısı yaptı.
Kaynak: Karar
İlk yorum yapan siz olun