Avrupa Parlamentosu, Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik baskı rejiminden ötürü Çin yönetimini kınadı.
Avrupa Parlamentosu (AP) Sincan Uygur özerk bölgesinde Uygurlar ve diğer Müslüman azınlık gruplara yönelik baskı rejiminden ötürü Çin yönetimini kınayan bir karar aldı. Baskı politikasının sorumlusu Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını istedi.
AP’de temsil edilen belli başlı siyasi gruplar tarafından ortaklaşa hazırlanan “Çin’deki Uygurların Durumu” başlıklı karar tasarısı Strasbourg’daki genel kurul oturumunda ezici oy çoğunluğuyla kabul edildi.
Uygurların durumu hakkında Kasım 2019’da yayımlanan “China Cables” belgelerine dayandırılan kararda, Sincan (Doğu Türkistan) bölgesinde 10 milyondan fazla Müslüman Uygur ve etnik Kazak kökenlinin yaşadığı, Çin’in bu bölgede “terörü yok etme” adına yürüttüğü mücadelenin “din ve etnisiteye karşı savaşa dönüştüğü” görüşü dile getirildi.
Bölgede “eğitim kampı” adı altında bir milyonu aşkın Uygur ve diğer etnik gruplardan Müslümanın yüksek güvenlikli enterne kamplarında tutulduğu, bu kamplarda tutulanlara yönelik “sistematik beyin yıkama” gerçekleştirildiği not edildi.
AB şirketlerine uyarı
Tüm bu baskı rejimini kınayan AP, Çin hükümetinden suçlama, dava veya mahkumiyet olmaksızın keyfi tutuklamalara derhal son vermesini, tüm kampları kapatmasını ve bu kamplarda tutulanların koşulsuz serbest bırakılmasını talep etti. Kamplardakilerin Çin ile iş yapan uluslararası şirketlerin tedarik zincirinde zorla çalıştırıldıkları yönündeki haberlere dikkat çekilen kararda, AB özel sektörüne, tedarik zincirlerini kontrol etmeleri ve “Uygurlara yönelik baskının suç ortağı olmamaları” çağrısında bulunuldu.
Baskı talimatı üst düzeyden
Uygurlar, Kazaklar ve diğer Müslüman gruplara baskının temellerinin Çin’de en üst düzey siyasi yönetim tarafından Nisan 2014’te atıldığına dikkat çekilen kararda, bu politikanın Şubat 2018’den itibaren yoğunlaştığı ve yurt dışında yaşayan Uygurlara taciz boyutuna ulaştığı belirtildi. Bazı AB devletlerinin siyasi iltica başvurusunda bulunan Uygurları Çin’e geri göndermeyi askıya almış olmasını memnuniyetle karşılayan AP, bu kişilerin iltica başvuru işlemlerine hız verilmesini istedi.
Uygurlara ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik baskının Çin-AB diyaloğunda sistematik biçimde gündeme getirilmesini isteyen AP, Pekin yönetiminin muhaliflere yönelik siber gözetimi daha da yoğunlaştırmak amacıyla kullanabileceği mal ve hizmetlerin ihracatı ve teknoloji transferi konusunda AB devletleri ve uluslararası toplumu da uyardı.
Çin’e hedefli yaptırım
Bağımsız gazeteci ve uluslararası gözlemcilerin Sincan (Doğu Türkistan) bölgesindeki kamplara serbestçe girebilmesinin talep edildiği kararda, AB’nin insan hakları ihlalleriyle ilgili kürsel yaptırım rejimi girişimine de destek verildi. Çin’de Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik baskı politikasını tertipleyen ve uygulayan Çinli resmi yetkililere yönelik hedefli yaptırım ve mal varlığı dondurulması uygulamasına gidilmesi için AB devlet ve hükümet liderlerine çağrıda bulunuldu.
Uygur aktivist İlham Tohti’ye Saharov Ödülü
Avrupa Parlamentosu’nun insan hakları ve ifade özgürlüğü için mücadele edenleri onurlandırdığı Saharov Ödülü Strasbourg’da düzenlenen törenle Uygur ekonomist ve insan hakları aktivisti İlham Tohti’ye gıyabında verildi.
Çin’de hakkındaki ömür boyu hapis cezası nedeniyle cezaevinde bulunan İlham Tohti’nin 50 bin euro değerindeki ödülünü onun adına kızı Cevher Tohti aldı.
Çin’deki Müslüman Uygur azınlığın önde gelen temsilcilerinden olan İlham Tohti 2014 yılında yargılanmış ve “bölücülük” suçlamasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Ödülü kızı aldı
Babası adına ödülü alan Cevher Tohti, Avrupa Birliği’nin (AB) baskı altındaki Müslüman Uygur azınlığın hakları için Pekin’e baskıyı arttırmasını umut ettiğini söyledi. Ödül töreni öncesinde Alman haber ajansı dpa’ya konuşan Cevher Tohti, Brüksel’in Çin şirketleri ile ülkede Uygurların tutulduğu kamplarda üretim yapan Batı’lı firmalara yaptırımı gözden geçirmesi gerektiğini belirtti. Doğrudan Çin’e yönelik yaptırımlara ise sıcak bakmadığını dile getirdi. Ödül töreninde Avrupa Parlamentosu’ndaki vekillere de seslenen Tohti, “Uygur halkının size ihtiyacı var” dedi.
Cevher Tohti, babası İlham Tohti ile en son 2017 yılında görüşebildiklerini, bu nedenle hayatta olup olmadığını bile bilmediklerini ifade etti. ABD’de yaşayan Cevher Tohti, babasının Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Ödülü Saharov’a layık görüldüğünden haberdar bile olmadığını tahmin ettiğini dile getirdi.
Şincan (Doğu Türkistan) bölgesinde Uygurlara uygulanan baskıya yönelik eleştirileriyle gündeme gelen Tohti, bölücülük suçlamasıyla 15 Ocak 2014’te Pekin yönetimi tarafından tutuklanmış, daha sonra ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Çin hükümeti, Tohti’nin “Uygur Online” internet sitesi ve ders verdiği üniversitede “ayrılıkçı düşünceler yaydığını” öne sürüyor.
1988’den bu yana her yıl düzenli olarak verilen ödül, Sovyet fizikçi ve Nobel Barış Ödülü sahibi Andrey Saharov’un adını taşıyor.
” Sincan (Doğu Türkistan)’daki uygulama orantısız”
Uygurlara yönelik baskı konusunda AP’de düzenlenen genel kurul oturumunda söz alan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, her ülkenin “terörle mücadele etmek ve güvenliğini sağlamak için meşru önlemler alma hakkına sahip olduğunu”, ancak “Şincan (Doğu Türkistan)’daki uygulanan politikanın orantısız olduğunu düşündüklerini” söyledi. Borrell, aralarında bazı AB devletlerinin de olduğu 22 ülkenin Uygurlara yönelik baskıyla ilgili olarak BM Genel Kurulu’nda ortak bildiri yayımladığını, ancak bu bildiriye Belarus’un başını çektiği 54 ülke tarafından Çin’i destekleyen karşı bir bildiriyle yanıt verildiğini belirterek, uluslararası toplumun Uygurlar konusundaki tavrının net olmadığı mesajı verdi.
Çin’in biyometri ve yapay zekaya dayalı ileri tekonolojiler kullanarak Şincan (Doğu Türkistan) bölgesinde kitlesel siber gözetim uygulamasını “kaygı verici” olarak tanımlayan Borrell, ileri tekonoloji ihracatı konusunda AB’nin kuralları olduğunu ve tedarik zinciri konusunda Çin’le çalışan AB şiketlerini “insan haklarına saygı” konusunda uyardıklarını da bildirdi.
Borrell, “Güçlü olmak ama aynı zamanda (Çin ile) diyaloğa devam etmek zorundayız. Diyalog unutulmamalı. İkisi mükemmelen uyumludur” şeklinde konuştu.
AP’de tesmil edilen siyasi gruplar adına genel kurulda yapılan konuşmalarda Sincan (Doğu Türkistan) bölgesinde Uygurlara ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik baskı kınandı. Çin’e yönelik hedefli yaptırım fikrine destek verildi.
Kayhan Karaca / Strasbourg
© Deutsche Welle Türkçe
İlk yorum yapan siz olun