İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Toplama Kampı Tanığı: 15 Ay Boyunca İşkence Gördüm

Uygur kökenli Kazakistan vatandaşı Gülbahar Celilova, 15 ay boyunca Çin yönetiminin toplama kamplarında işkence gördü.

Celilova işkence dolu günleri anlattı: 17 saat boyunca hiç kıpırdamadan duvara bakıyorduk. Başıma çuval geçirilerek günlerce işkence gördüm, 4 kez hastaneye kaldırıldım.


Kazakistan’da doğup büyüyen Uygur kökenli Gülbahar Celilova (54), 20 yıl Urumçi ile Kazakistan arasında ticaret yaptı. 2017 yılında ortağının kızı tarafından düzenlenen kumpas sonucunda Urumçi’de Çin polisleri tarafından gözaltına alındı. Üç günlük gözaltının ardından hiçbir gerekçe gösterilmeden Urumçi’de bulunan Senken Kampına götürüldü. 1 yıl 3 ay 10 gün boyunca çeşitli işkencelere maruz kalan Celilova, yaşadığı acı dolu günleri Yeni Şafak’a anlattı.

17 SAAT HİÇ KIPIRDAMIYORDUK

Üç çocuk annesi Celilova 21 metrekarelik odalarda 40 kişi kaldıklarını söyledi. Tuvalet ve banyonun da bu odalar içerisinde olduğunu belirten Celilova, “Günde 17 saat boyunca hiç kıpırdamadan ve birbirimizle konuşmadan duvara bakıyorduk. Eğer birisi yanındakine bir şey söyler ya da kafasını sağa sola çevirirse hemen polisler tarafından tek kişilik hücrelere atılıyordu” dedi.

resized_5b91e-94041e5ekadindekupe.jpg

4 KEZ HASTANELİK OLDUM

Her gün ortalama 3 kişinin sorguya alındığını söyleyen Celilova, “Sorgu yerine başımıza çuval geçirilerek götürülüyorduk. Sorgu en az 5 gün boyunca devam ediyordu. Burada yapmadığımız suçlar üzerimize atılıyor eğer kabul etmezsek işkenceye devam ediyorlardı. Sorguda bayıldığımızda ise ellerimize iğneler batırarak ayılmamızı sağlıyorlardı. Yaşanan işkencelere dayanamayarak 4 kez hastaneye kaldırıldım. Hastanede ölüm cezasına çarptırılan kişilerle kaldım. İşkence burada da devam ediyordu. Bir yere ayrılmayalım diye bacaklarıma 5 kiloluk demirler bağlandı” diye konuştu.

3 KAMP DEĞİŞTİRDİM

14 yaşından 80 yaşına kadar kişilerin kamplarda tutulduğunu kaydeden Celilova, “Kişiler birbirleriyle irtibat halinde olmasın diye sürekli farklı hücre ve kamplara gönderiliyordu. Bir hücrede ortalama bir kişi 10 günden fazla kalmıyordu. Serbest kalana kadar 3 kamp ve onlarca hücre değiştirdim” diyerek kamplardaki uygulamaları anlattı.

BEBEĞİN DOYACAĞI KADAR YEMEK VERDİLER

Sağlık sorunlarının en üst seviyede olduğunu kaydeden Celilova, “Tuvalet ve banyo aynı oda içerisinde olduğu için herkes hasta oluyordu. İnsanlar bitlendiği için saçlarımızı kazıdılar. Bir bebeğin doyacağı kadar yemek veriyorlardı. 1 yılda 20 kilo zayıfladım. Hiçbir hakkımız yoktu” ifadelerini kullandı.REKLAM

Yardım edenleri hücreye attılar

İşkence gördükten sonra koğuşlara gelenlere yardım etmenin yasak olduğunu söyleyen Celilova, “Kim yardım ederse onu tek kişilik hücreye atıyorlardı. Hiç yemek vermiyorlar ve sürekli işkence uyguluyordu. O yüzden kimseye yardım edemiyorduk” dedi.

Hiçbir gerekçe göstermeden kendisini saldıklarını belirten Celilova, “Bir sabah uyandığımda polisler beni alarak artık serbestsin dediler. Beni kamptan dışarı çıkardılar. Ben kamplarda olduğum sürece hiçbir insanın böyle serbest bırakıldığını görmedim. Serbest kaldıktan sonra geçtiğimiz Eylül ayında Türkiye’ye geldim” diye konuştu.

Kaynak: YeniŞafak / Fatih Özer


Toplama kampı tanığı Gülbahar Celilova’nın BengüTürk’e verdiği röportajı: 

https://www.youtube.com/watch?v=nkhMzZLOa0o

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir