Mehmet Emin Hazret’in Kissinger ve Çin: 50 Yıllık Sevgiye Karşı İhanet adlı kitabı yayımlandı. Eser, Henry Kissinger’ın Çin ile yarım asırlık ilişkisini inceleyerek ABD-Çin ilişkilerinin modern tarihini anlamak için kritik bir bakış açısı sunuyor.
Uygur inkılapçı, yazar ve senarist Mehmet Emin Hazret’in “Yeni kitap: Kissinger ve Çin – 50 Yıllık Sevgiye Karşı İhanet” adlı kitabı yakın dönmede İngilizce ve Türkçe dillerinde yayımlandı. Bu kitap, Henry Kissinger’ın Çin ile kurduğu 50 yıllık ilişkinin diplomatik, stratejik ve etik boyutlarını inceliyor. Kissinger’ın Çin’e sağladığı destekle Batı değerlerini nasıl geri plana attığını ve bunun küresel sonuçlarını ele alıyor. ABD-Çin ilişkilerinin modern tarihini anlamak için kritik bir perspektif sunuyor.
ABD-Çin ilişkilerinin modern tarihini anlamak için, bu ilişkinin ardındaki baş mimarlarından biri olan Henry Kissinger’ın Çin ile kurduğu karmaşık bağları incelemek büyük önem taşır. 1971 yılında Kissinger’ın girişimleriyle Çin ile diplomatik ilişkiler kuruldu. Bu hamle, Soğuk Savaş’ın gergin jeopolitiğinde ABD’nin stratejik çıkarlarını güvence altına alma hedefi taşıyordu. Ancak bu çabaların sonuçları, öngörülenden çok daha farklı bir yönde gelişti. Çin’in ekonomik ve askeri bir süper güç olarak yükselmesi ve bu gücünü ABD’nin hegemonyasına meydan okumak için kullanması, Kissinger’ın “50 yıllık Çin sevgisi” karşısında beklenmedik bir “ihanet” tablosu yarattı.
Kissinger’ın Çin ile yarım asırlık ilişkisi, dünya diplomasi tarihinin en uzun ve en karmaşık bağlarından birini temsil ediyor. Bu süreçte Kissinger, ABD’nin yanı sıra Batı dünyasının finansman, teknoloji ve yönetim becerilerinin Çin’e aktarılmasında kilit bir rol oynadı. Ancak bu derin bağlar, insan hakları, demokrasi ve eşitlik gibi evrensel değerlere olan sessizliğiyle de dikkat çekiyor. Çin’i 100’den fazla kez ziyaret eden Kissinger, bu süreçte Çin’in insan hakları ihlalleri hakkında tek bir eleştiri dahi yapmadı. Daha da çarpıcı olanı, 20. yüzyılda Yahudi bir birey olarak Hitler rejiminin soykırımına tanıklık etmiş biri olarak, 21. yüzyılda Çin’in Uygurlar üzerindeki baskıcı ve soykırım politikalarına karşı sessiz kalmayı tercih etmesiydi. Bu tutum, dünya genelinde vicdanları derinden rahatsız etti.
Bu kitap, Kissinger’ın Çin ile ilişkilerinde demokrasi, insan hakları ve adalet gibi Batı değerlerini neden sistematik olarak göz ardı ettiğini sorguluyor. Onun “stratejik sessizliği,” diplomatik başarılarını gölgeleyen ciddi bir etik sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, ABD’nin ve Batı dünyasının Çin ile kurduğu ilişkilerdeki ahlaki çelişkileri daha net bir şekilde görmemize olanak tanıyor.
Kissinger’ın Çin’e yönelik stratejik yaklaşımı, aslında Batı’nın Çin’e yönelik politikalarının bir yansımasıdır. Çin, Batı’dan aldığı finansal ve teknolojik destekle modernleşirken, otoriter rejimini daha da güçlendirdi. Çin’in bu süreçte elde ettiği ekonomik güç, demokrasi ve insan haklarına yönelmek yerine, Batı değerlerine meydan okuyan bir otoriter sistemin büyümesine hizmet etti.
Bu bağlamda, Kissinger ve diğer ABD liderlerinin Çin’in kalkınmasına odaklanırken, kendi ülkelerindeki altyapıyı büyük ölçüde ihmal etmiş olmaları dikkat çekicidir. Çin, Batı’dan aldığı destekle yüksek hızlı tren ağları, modern otoyollar ve enerji altyapıları inşa ederek kalkınmasını hızlandırırken, ABD’nin altyapısı 20. yüzyılın ortalarından kalma bir durgunluk içinde bırakıldı. Amerikalı vergi mükelleflerinin kaynaklarının dünyanın dört bir yanına harcanması, ABD’nin köprü, yol ve su şebekelerinin ihmal edilmesine yol açtı. Bugün, ABD’nin altyapısını modernize etmek için trilyonlarca dolarlık yatırım gerektiği belirtiliyor. Bu bağlamda, Çin’in kalkınmasına yapılan harcamalar, Kissinger’ın mirasını daha da tartışmalı bir hale getiriyor.
Bu kitap, ABD-Çin ilişkilerindeki karmaşık süreci, stratejik hataları ve diplomatik manevraları detaylı bir şekilde ele alıyor. 50 yıllık bu sevgi-hayal kırıklığı döngüsünün sonunda, ABD ve Batı’nın demokrasi, insan hakları ve eşitlik gibi değerleri nasıl geri plana attığı ve bunun küresel sonuçları analiz ediliyor.
Kissinger’ın Çin ile ilişkilerinin perde arkasını anlamak, günümüz dünya düzenini çözümlemek açısından hayati bir zorunluluktur. Bu kitap, sadece Kissinger’ın mirasını değil, aynı zamanda bu mirasın dünya üzerindeki etkilerini yeniden değerlendirmek için güçlü bir rehber sunuyor.
MEHMET EMİN HAZRET KİMİDİR?
Mehmet Emin Hazret, 1950 yılında Doğu Türkistan’ın Hoten Vilayetine bağlı Karakaş ilçesinde doğdu. Karakaş’ta toprak sahibi olan babası, işgalci Çin yönetimi tarafından “Halk Düşmanı” ilan edilerek işkenceyle öldürüldü. Kendisi ve kardeşleri, annelerinin himayesinde büyüdü. İlk, orta ve lise öğrenimini Karakaş’ta tamamladı. 1976’da Ürümçi’deki Üniversitenin Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 1982-1983 yıllarında Pekin’e giderek Pekin Sinema Üniversitesi Senaryo Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimini tamamladı.

1982’de “Rena’nın Düğünü – Rena’nın Toyi”, 1984’te “Nurnisa” ve 1988’de “Bekârlar Ailesi – Boytaklar Ailesi” filmlerini çekerek Uygur sinemasına kazandırdı. Bu filmlerden bazıları ödül aldı. 1986 Temmuz ayında Çin’i temsilen Çekoslovakya’nın Karlovy Vary Film Festivali’ne katıldı.
Biri kız, iki çocuk babası olan Mehmet Emin Hazret, Çince, Rusça, Uygurca ve bütün Türk lehçelerini bilmektedir. 1976-1989 yılları arasında, Çin’de çok sayıda hikâye, şiir, roman ve araştırma yazısı yayımladı ve bu eserlerini kitaplaştırdı.
1989 yılında, siyasi sebeplerle Çin’den ayrılmak zorunda kaldı ve Türkiye’ye sığınarak İstanbul’a yerleşti. 1989-1994 yılları arasında köşe yazarlığı yaptı. 1992’de İstanbul’da düzenlenen Dünya Doğu Türkistan Büyük Kurultayı Düzenleme Komitesi’nde yer aldı ve yapılan seçimlerde Doğu Türkistan Milli Kurultayı Yürütme Kurulu Başkanlığı’na seçildi. 1993-1996 yılları arasında Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreterliği görevini yürüttü.
Yayınlanmış eserleri:
Doğu Türkistan Mektupları – 1993
İstiklal Mücadelesi (Türkçe, Uygurca ve Kiril Alfabesi ile) – 1997
Benim Sevgilim (Mining Aşikim) Uygurca Şiirler toplamı – 2004
Şiirler ve Rubailer Uygurca Şiirler toplamı – 2004
Ejderhanın Korkusu: Türkiye – Türkiye Çin İlişkilerinin Bilinmeyen Yönleri – 2011
Çatışma ve İttifak – ABD ve Çin: Yüzyıllık Bir Dans -2025
Zincirsiz Zihin: Özgürlük ve İnovasyonun Hikayesi – 2025
Kissinger and China: : 50 Years of Love versus Betrrayal -2025
Uygur Haber kaynağını belirtmeyi unutmayın!
İlk yorum yapan siz olun