Uygurlar, ABD ve küresel toplumu Doğu Türkistan’daki kötü duruma odaklanmaya çağırdı

ABD’de Esir Milletler Haftası etkinliklerinde, Uygur sivil toplum kuruluşları, ABD’yi ve küresel toplumu Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da devam eden kötü duruma odaklanmaya çağırdı.

ABD tarafından 17 Temmuz 1959’da yürürlüğe konulan Esir Milletler Yasası, esir milletler arasında özgürlük ve bağımsızlık taleplerinin desteklenmesinin önemini vurgulamaktadır. Doğu Türkistan, Tibet ve diğer milletlerle birlikte bu esir milletler arasında yer alıyor.

ABD merkezli Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti (ETGE) tarafından yapılan basın açıklamasında, 22 Aralık 1949’da bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin, liderlerine yönelik Sovyetler Birliği tarafından gerçekleştirilen suikastın ardından devrildiği belirtildi.

Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Türk halklarına ev sahipliği yapan Doğu Türkistan, Çin hükümeti tarafından işlenen ağır baskı, sistematik soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlara maruz kalan esir bir ulus olmaya devam etmektedir.

ETGE’den Salih Hudayar, “ABD Hükümeti ve ABD Kongresi’ne Doğu Türkistan’ı Çin tarafından işgal edilmiş bir ülke olarak resmen tanımaları yönündeki acil çağrımızı yineliyoruz” dedi. Hudayar ayrıca “Halkımızın karşı karşıya kaldığı soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçların kaynağı olan Doğu Türkistan’daki Çin işgalinin kınanması, adalet ve özgürlük yolunda atılacak kritik bir adımdır” ifadelerini kullandı.

ETGE, ABD Senatosu’nu, bu yıl 15 Şubat’ta ABD Temsilciler Meclisi tarafından H.R.2766’da kabul edildiği üzere, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Doğu Türkistan/Uygur Sorunları Özel Koordinatörlüğü kurulmasını da içeren Uygur Politikası Yasası’nı (S.1252) hızla kabul etmeye çağırdı.

Bu mevzuat, Doğu Türkistan’ın içinde bulunduğu kötü durumun hak ettiği aciliyetle ele alınmasını ve Çin’in devam eden sömürgeleştirme, soykırım ve işgal kampanyasını ele almak için koordineli, tüm hükümeti kapsayan bir yanıtın uygulanmasını sağlamak için hayati önemde görülüyor.

ETGE ayrıca, ABD hükümetini Çin’in Doğu Türkistan’daki acımasız propagandası, kültürel ve fiziksel yıkımı ve sistematik soykırımıyla yüzleşerek ve bunlara karşı koyarak Doğu Türkistan’a Tibet ile eşit muamele etmeye çağırdı.