Uygur Temsilcileri, Washington’da düzenlenen etkinlikte totalitarizm kurbanlarını andı ve Çin komünist hükümeti tarafından soykırıma uğrayan Uygurlara adalet ve özgürlük taleplerini yineledi.
Dünya Uygur Kongresi İcra Komitesi Başkanı ve Uygurlar İçin Kampanya’nın İcra Direktörü Ruşan Abbas, Uygur İnsan Hakları Projesi İcra Direktörü Ömer Kanat ve diğer Uygur temsilcileri, 24 Nisan 2025’te Washington DC’de düzenlenen 18. Milletler Anma Töreni’ne katıldılar.
Etkinlik, Komünizm Kurbanları Anıt Vakfı tarafından, totaliter rejimler altında acı çekenlerin anısını yaşatmak amacıyla düzenlendi. Tören, Uygur halkı da dahil olmak üzere bu kurbanları onurlandırmayı amaçlıyordu.
Etkinliğe, baskılardan hayatta kalanlar, insan hakları savunucuları ve uluslararası müttefiklerden oluşan çok sayıda kişi katıldı ve katılımcılar totaliter yönetimler altındaki kurbanları andı. Törende Uygur topluluğu üyeleri de yer aldı ve Abbas ve Kanat, Uygur kurbanlarını onurlandırmak için bir çelenk bıraktılar.
Abbas, “Komünizm Kurbanları Anma Vakfı’nın 18. Milletler Anma Töreni’ne katıldığım için gurur duyuyorum. Cesaret ve kararlılıkla insan haklarını savunmaya devam eden liderlerle birlikteydim. Komünizm kurbanlarını onurlandırırken, özgürlük ve insan onurunu savunma taahhüdümüzü yinelemiş olduk” dedi.
Uygur katılımcılar ayrıca, Komünizm Kurbanları Anma Vakfı tarafından 2025 Truman-Reagan Özgürlük Madalyası’nı verilen Kongre Üyesi Chris Smith’i de takdir etti. Zulme uğrayan grupların güçlü destekçisi olarak tanınan Smith, adalet ve insan hakları savunmacılığındaki güçlü ahlaki liderliğiyle tüm katılımcıların takdirini hak etti.
Abbas, “Kongre Üyesi Chris Smith ile birlikte durarak, Komünizm Kurbanları tarafından Truman-Reagan Özgürlük Madalyası’nı aldığını görmek benim için büyük bir onurdu. Zulme uğrayanlar için yorulmak bilmeyen bir savunucu olan Kongre Üyesi Smith’in, Uygurları ve otoriter rejimler altındaki diğer kurbanları savunmadaki kararlılığı, hepimize ilham veriyor” dedi.
Doğu Türkistan’daki Uygur halkı, Çin hükümeti tarafından ağır bir zulme uğramaktadır. Yapılan raporlar, “yeniden eğitim” kamplarında kitlesel ve keyfi gözaltılar, zorla çalıştırma, gözetim, dini kısıtlamalar ve kültürel silme gibi uygulamaları ortaya koymaktadır. İnsan hakları örgütleri ve uluslararası kuruluşlar, bu eylemleri insanlığa karşı suçlar ve soykırım olarak nitelendirmektedir. Uygurlar, yalnızca İslam’ı yaşadıkları, kendi dillerini konuştukları ya da miraslarını korudukları için hedef alınmaktadır.
Küresel kınamalara rağmen, Çin hükümeti suçlarını reddetmekte ve faaliyetlerini savunmaya devam etmektedir. Uygur topluluğu ise, zulümlerin sona erdirilmesi için adalet, özgürlük ve uluslararası baskı çağrısını sürdürmektedir.
İlk yorum yapan siz olun