Dünya Uygur Kurultayı (DUK) Başkanı Turgunjan Alavudun’un başkanlığındaki Uygur heyeti, 16–18 Haziran 2025 tarihleri arasında Kenya’nın başkenti Nairobi’de düzenlenen “Africa Together: A Continental Call to Religious Freedom” başlıklı konferansa katıldı. Heyette, Dünya Uygur Kurultayı, Uygur Araştırmaları Merkezi ve Uygur Hareketi’nden aktivistler yer aldı.
Uluslararası Din Özgürlüğü Zirvesi (IRF Summit) kapsamında düzenlenen konferans, Afrika’nın dört bir yanından gelen diplomatları, dini liderleri, akademisyenleri ve insan hakları savunucularını bir araya getirdi. Katılımcılar, kıtada din özgürlüğüyle ilgili yaşanan sorunları ele alarak uluslararası iş birliği olanaklarını değerlendirdi.
Üç gün süren etkinlik boyunca Uygur heyeti, diplomatlar, araştırmacılar, dini liderler ve sivil toplum temsilcileriyle temaslarda bulundu. Özellikle Tanzanya, Nijerya, Ruanda ve Güney Sudan gibi ülkelerden gelen imamlar ve dini temsilciler, Çin yönetimi altındaki Uygur halkının maruz kaldığı baskılar hakkında daha önce çok az bilgiye sahip olduklarını dile getirdi.
Bu bilgi eksikliğini gidermek amacıyla heyet, katılımcılara Doğu Türkistan’daki (Çin’in tanımıyla Sincan Uygur Özerk Bölgesi) Çin yönetiminin uyguladığı baskı politikalarını detaylı biçimde anlatan kitaplar ve raporlar dağıttı. Söz konusu materyallerde, dini özgürlüklere yönelik kısıtlamalar, toplama kamplarındaki kitlesel gözaltılar ve Uygur kültürel ile dini kimliğini yok etmeye yönelik sistematik uygulamalara yer verildi.

Uygur temsilciler, farkındalık çalışmasının yanı sıra dini ve toplumsal aktörlerle gelecekteki iş birliği imkânlarını da görüştü. Birçok katılımcı, Uygur meselesi hakkında bilinç oluşturmak ve destek vermek istediklerini belirtti.
Heyet, Afrika’daki dini ve sivil toplum liderleriyle kurulacak iş birliklerinin, Çin’in yürüttüğü dezenformasyon kampanyalarına karşı Uygur halkının sesini duyurmak açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Nairobi’deki bu konferans, Uygur hareketinin Küresel Güney’e yönelik artan diplomatik girişimlerinin bir parçası olarak öne çıkarken; barışçıl mücadele, uluslararası dayanışma ve Doğu Türkistan’daki Uygur kimliğinin ve inanç özgürlüğünün korunmasına olan bağlılığını da ortaya koydu.
İlk yorum yapan siz olun