Kırgızistan’da yaşayan 84 yaşındaki Uygur ressam ve tasarımcı Sabidcan Babacanov, dünyaca ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un eserlerini tablolara resmetti.
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te yaşayan Babacanov, AA muhabirine Bişkek’teki atölyesinde, ünlü yazar Cengiz Aytmatov ile ilk tanışma anını ve sanat hayatını anlattı.
Babacanov, Doğu Türkistan’ın Gulca şehrinde 23 Şubat 1941’de doğdu. Çocukluğunu doğduğu şehirde geçirdiğini belirten Babacanov, “Orada dedeme ait büyük bir bahçemiz vardı. Bu bahçede dedem bana çalışmayı öğretti. Arapça alfabesinde eğitim gördüm. Burada 8’inci sınıfa kadar okudum. Dedemin vefat etmesinin ardından ailemiz 1955 yılında Kırgız topraklarına göç etti. Şükür ki bizim aile Cengiz Aytmatov’un dünyaya geldiği Talas Bölgesi’ndeki Şeker köyüne yakın olan Groznoye köyüne yerleşti,” dedi.
Babacanov, bir yıl boyunca Kırgızca ve Rusça dil eğitimi aldıktan sonra orta eğitimini Kırgız okulunda 1958’de tamamladığını ve çocukluğundan beri resim yapmaya ilgisi nedeniyle Taşkent Sanat Okulu’na girdiğini, bir yıl sonra Bişkek’teki Frunze Sanat Okulu’na geçiş yaparak eğitimini 1963 yılında başarıyla tamamladığını, lisans eğitimini Moskova’daki “Senej” Yaratıcılık Okulu’nda 1975’te tamamladığını ve Kırgızistan Sanat Fonu’nda tasarım sanatçısı olarak çalışma hayatına başladığını aktardı.
Cengiz Aytmatov’u, “Cemile”yi okuduktan sonra öğrendi
Sanat hayatının büyük bir bölümünü en sevdiği yazar Cengiz Aytmatov’a ve eserlerine adadığının altını çizen Babacanov, Aytmatov’u, yazara ilk büyük şöhreti kazandıran Cemile kitabını okumasının ardından öğrendiğine değindi.
Babacanov, Cemile’de bahsi geçen vadi, dağ ve Maymak adlı demiryolu istasyonunun hep gözlerinin önünden geçtiğini aktararak, “Eserdeki ana karakterler Daniyar ve Cemile’nin Maymak istasyonuna buğday taşımasını okurken, aynı istasyona buğday taşıdığım günleri hatırlıyorum,” diye konuştu.
“Aytmatov’un eserlerini resimlerle anlatmaya karar verdim”
Cemile adlı romandan çok etkilendiğini söyleyen Babacanov, Aytmatov’un eserlerini resimlerle anlatmaya karar verdiğini belirtti. Babacanov, 1988 yılında Şeker köyündeki Cengiz Aytmatov’un müzesinin iç tasarımını yapmak için yerel yetkililerden teklif aldığını ve yazarla bizzat tanışma fırsatı yakalamak umuduyla teklifi kabul ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Ben yazarı hiç görmemiştim. Bu benim için bir fırsattı. O zaman Aytmatov, Yazarlar Birliği’nin başkanıydı. Görüşme günü geldi. Ben büyük yazara müze için hazırladığım tabloyu gösterdim. Aytmatov dikkatlice baktı ve beğendi. Tablonun orijinali hala müzede. Aytmatov o gün, ‘Ben yazar olarak bir eser için yıllarımı veriyorum, ressam ise benim eserimin konusunu bir kağıt üzerine çizmiş’ ifadesini kullandı. Bu benim için büyük bir onur oldu.“
Babacanov, Aytmatov’un, “Zorlu Geçit”, “Yüz Yüze, “Cemile”, “İlk Öğretmenim”, “Toprak Ana”, “Selvi Boylum Al Yazmalım”, “Beyaz Gemi”, “Gün Olur Asra Bedel”, “Cengiz Han’a Küsen Bulut” ve diğer birçok eserindeki ana konuları, kurşun kalem ve sulu boya ile resmettiğine işaret etti.
“Herkese doğa sevgisi ve daha sonra klasik yazarlar öğretilmeli”
Ressam olarak doğadan ilham aldığını vurgulayan Babacanov, “Ben doğayı çok seviyorum. Herkese doğa sevgisi ve daha sonra klasik yazarlar öğretilmeli,” şeklinde konuştu.
Babacanov, doğası çok güzel ve asil olan Kırgızistan’ı ikinci vatan olarak gördüğünü ancak doğup büyüdüğü memleketini de özlediğini ifade etti.
RESİMLERİ BİRÇOK MÜZEDE SERGİLENİYOR
Tabloları atölyesinde bulundurduğunu ve her yıl faklı şehirlerde sergiler düzenlediğine değinen Babacanov, hazırladığı tabloları bastırdığı fotoğraf albümü ile de tanıttığını dile getirdi.
Ülkedeki ulusal müzelerde sergilenen Babacanov’un tablolarının, yurt dışında da özel koleksiyonları bulunuyor.
İlk yorum yapan siz olun