Uygur aktivisti, Çin’i devlet tarafından düzenlenen ve finanse edilen turizm faaliyetleriyle Uygur soykırımını örtbas etmeye çalışmakla kınadı
Uygur aktivist Salih Hüdayar, Çin Komünist Partisi yönetiminin Doğu Türkistan’da uygulamakta olduğu Uygur soykırımını devlet tarafından düzenlenen ve finanse edilen bir strateji olarak turizim faaliyetleriyle örtbas etmeye çalıştığını yazdı.
Geçten günlerde Çin Dışişleri Bakanlığının X’te üzerinde paylaşım yaparak, Sincan’ın 2024’ün ilk yedi ayında hem turizm sayılarında hem de gelirlerinde önemli bir büyüme yaşadığını dile getirmesinden bahseden Hudayar, X’te yayınlanan bir çağrısında “Soykırımcı Çin rejimi, iğrenç sömürgeleştirme, soykırım ve işgal uygulamalarını gizlemek ve aklamak için Doğu Türkistan’ı milyonlarca Çinli turistin akınına uğratıyor” dedi.
Hüdayar ayrıca, “Bu turim kampanyaları, milyonlarca Uygur ve diğer Türk halklarının acımasız acılarını gizlemeyi amaçlamaktadır. Uluslararası toplum Çin’in aldatıcı propagandası tarafından yanıltılmamalıdır – Çin sorumlu tutulmalı ve Doğu Türkistan’daki acımasız işgali, Uygur soykırımı ve devlet terörizmi derhal sona ermelidir” ifadelerini kullandı.
Raporlar, Çin hükümetinin aşırıcılıkla mücadele önlemleri olarak tanımladığı “yeniden eğitim kampları” veya “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdıkları toplama kamplarında bir milyondan fazla Uygur’un alıkonulması da dahil olmak üzere Doğu Türkistan’da ciddi insan hakları ihlalleri yaşandığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, Uygur camilerinin ve mezarlıklarının tahrip edilmesi ve dini uygulamalara getirilen kısıtlamalar gibi kültürel ve dini baskılara dair önemli kanıtlar bulunmaktadır.
Bölge, yüz tanıma teknolojisi ve diğer izleme biçimlerinin yaygın kullanımı ile dünyanın en yoğun gözetim alanlarından biri olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca Sincan’da büyük ölçekli toplama kamplarının varlığını gösteren kapsamlı raporlar ve uydu görüntüleri de mevcuttur.
Bu tesisler Çin hükümeti tarafından “yeniden eğitim” kampları olarak tanımlanıyor, ancak uluslararası gözlemciler ve insan hakları örgütleri bunların gözaltı merkezleri olduğunu düşünüyor.
İlk yorum yapan siz olun