USCIRF 2025 raporu, Uygurlara yönelik baskıları, kitlesel gözaltıları, zorla çalıştırmayı ve dini özgürlüklere yönelik sert kısıtlamaları atıfta bulunarak Çin’i dini özgürlüklerin küresel çapta en büyük ihlalcisi olarak tanımlıyor.
Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF), 2025 raporunda Çin’i bir kez daha dini özgürlüklerin en büyük ihlalcilerinden biri olarak sınıflandırdı. 28 Mart 2025’te yayımlanan rapor, Çin hükümetinin ülkedeki dini azınlıklara yönelik baskıcı politikalarını ve inanç topluluklarını baskı altına almak için uyguladığı sert politikaları öne çıkarıyor.
Doğu Türkistan’daki Uygur Müslümanlarının durumu büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. USCIRF raporu, kitlesel gözaltılar, zorla çalıştırma ve dini faaliyetlerin sürekli denetim altında tutulması gibi geniş çaplı insan hakları ihlallerini ortaya koyuyor.
Çin hükümeti, İslami uygulamalara kısıtlamalar getirerek, camileri yıkarak ve Komünist Parti ideolojisine zorla uyum sağlamaya yönelik baskılar uygulayarak Uygur kimliğini yok etmeye çalışıyor. Raporda ayrıca, Tibetli Budistlerin de artan kısıtlamalarla karşı karşıya olduğu, yetkililerin manastırlar üzerindeki denetimini artırdığı ve hatta bir sonraki Dalai Lama’nın belirlenme sürecine müdahale etmeye çalıştığı belirtiliyor.
Çin’de özellikle hükümet onaylı kiliselerin dışında ibadet eden Hristiyanlar giderek artan baskılarla karşılaşıyor. Raporda, yeraltı kiliselerinin düzenli olarak basıldığı, papazlar ve kilise liderlerinin sıklıkla gözaltına alındığı, kamusal alanlardan haç gibi dini sembollerin kaldırıldığı ifade ediliyor.
Çevrimiçi sansür, dini öğretilere erişimi sınırlarken, yetkililer devlet onaylı kuralların dışında ibadet eden bireylere ağır para cezaları uyguluyor.
Raporda vurgulanan bir diğer önemli mesele, Falun Gong uygulayıcılarına yönelik süregelen baskıdır. Çin hükümetinin uzun süredir bu grubu hedef aldığı, ağır zulme maruz bıraktığı, keyfi tutuklamalar gerçekleştirdiği ve zorla organ toplama iddialarının devam ettiği belirtiliyor.
USCIRF, küresel kınamalara rağmen Çin hükümetinin Falun Gong üyelerine yönelik sert baskı kampanyasını durdurma yönünde hiçbir adım atmadığını belirtiyor.
Hükümetin dini baskılarının merkezinde yer alan geniş çaplı “Çinlileştirme” stratejisi, bu politikaların temelini oluşturuyor. Dini kurumlar, Komünist Parti ilkelerine uyum sağlamaya zorlanırken, dini metinler yeniden yazılıyor ve din adamlarına devlete sadakatlerini teyit etmeleri yönünde baskı yapılıyor.
USCIRF, ABD hükümetini ve uluslararası toplumu daha güçlü adımlar atmaya çağırarak, hedefe yönelik yaptırımlar uygulanmasını ve diplomatik baskının artırılmasını tavsiye ediyor. Çin’de dini özgürlüklerin baskı altına alınmaya devam etmesi, temel hak ve özgürlükler için süregelen mücadelenin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Uygur Haber kaynağını belirtmeyi unutmayın!
İlk yorum yapan siz olun