İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye, Çin hipnozundan ne zaman uyanacak?

Türkiye’nin ana akım medyasında ve sosyal medya kanallarında son dönemde dikkat çekici bir eğilim var: Çin’e karşı koşulsuz bir hayranlık ve ABD-Çin ticaret savaşında taraf tutarcasına “Çin kazandı” naraları… Oysa bu söylemleri dillendirenlerin çoğunun elinde ne güncel veri var, ne de jeopolitik okuma yetkinliği. ABD ile Çin arasında 2018’de zirveye çıkan ticaret savaşının ardından, 2024 yılına gelindiğinde ABD’nin Çin’e karşı verdiği cari açığın %30 oranında azaldığı artık net biçimde ortadadır.

ABD Geri Çekilmiyor, Konum Alıyor

Bugün Çin, ABD ile ticaretinde kısa vadeli bir rahatlama yaşamış olabilir. Ancak bu geçici bir durumdur. ABD, tedarik zincirlerinde bağımlılığı azaltmak için yapısal dönüşüm sürecini sürdürüyor. Yarı iletken üretimi, nadir toprak elementleri, stratejik teknolojiler ve savunma sanayii ürünlerinde Çin’e olan bağımlılığı azaltmak için devasa yatırımlar yapılmakta. Washington, Çin’le olan ticaretteki “kırmızı rakamlar” sıfırlanana kadar tedbiri elden bırakmayacak.

Peki Türkiye?

Türkiye Çin’e Karşı Ne Yaptı?

Veriler ortada. Türkiye, Çin ile ticaretinde bırakın önlem almayı, tersine bağımlılığı daha da derinleştirmiş durumda. Karşılaştırmalı olarak bakıldığında tablo çarpıcı:

2018 Türkiye-Çin Dış Ticaret Verileri

Türkiye’nin Çine İhracatı: 2,9 milyar USD
Türkiye’nin Çin’den İthalatı: 21,2 milyar USD
İki ülke Dış Ticaret Hacmi: 24,1 milyar USD
Türkiye’nin Cari Açığı: 18,3 milyar USD

2024 Türkiye-Çin Dış Ticaret Verileri:

İhracat: 3 milyar USD
İthalat: 45 milyar USD
Dış Ticaret Hacmi: 48 milyar USD
Türkiye’nin Cari Açık: 42 milyar USD

Sadece beş yılda dış ticaret açığı iki kattan fazla artmış, ithalat ise yaklaşık %112 büyümüştür. Türkiye’nin 2024 yılındaki toplam dış ticaret açığı 82,2 milyar dolar iken, bunun %50’ı yalnızca Çin kaynaklıdır. Bu, ikili ticarette korkunç bir dengesizliğe işaret eder.

Önlem Alan ABD, Uyuyan Türkiye

ABD gibi küresel rezerv paraya ve devasa pazara sahip bir ülke bile Çin’e karşı ticaret açığını azaltmak için sürekli strateji üretirken, Türkiye hiçbir koruyucu mekanizma geliştirmemiş, aksine ekonomik olarak daha da bağımlı hale gelmiştir. Çin’in sunduğu “ucuz ürün cenneti” algısı, yerli üretimi boğmakta, stratejik sektörlerde dışa bağımlılığı artırmaktadır.

Medya, Troller ve Çin Hayranlığı

Türkiye’deki medya organlarının önemli bir kısmı, Çin’e övgüler düzerken bu verileri görmezden gelmektedir. “Çinli yatırımcı geliyor”, “Çin teknolojisiyle büyük atılım” gibi manşetler, arka planda büyüyen yapısal sorunu gizlemeye yetmiyor. Sosyal medyada da durum benzer: Türkçe konuşan ama Çin propagandası yapan troller, adeta bilinçli bir algı yönetiminin parçası gibi hareket ediyor.

Bu kişiler ne Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı sistematik baskılardan söz ediyor, ne de Türkiye’nin Çin’e bağımlı hale gelişini sorguluyor. Aksine, Çin modeline övgüler düzerek Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durma refleksini köreltiyorlar.

Türkiye Ne Zaman Uyanacak?

Türkiye’nin Çin ile olan ticaretinde şu sorular artık kamuoyunun gündeminde olmalı:

  • Stratejik sektörlerde Çin bağımlılığı nasıl azaltılır?
  • İthalatın bu kadar artmasına rağmen neden ihracat büyümüyor?
  • Çin’in Türkiye’deki yatırımları ne ölçüde şeffaf ve sürdürülebilir?
  • Medya ve kamuoyu neden bu konuda sessiz?

Bugün Çin’i övmek kolay. Ama gerçek vatanseverlik, Türkiye’nin çıkarlarını korumak, ticaret dengesini sağlamak ve kendi üretim kapasitesini ayakta tutmakla başlar

Özetle:

Türkiye, Çin’in ekonomik hipnozundan uyanmadıkça, bu bağımlılık sadece ticari değil, jeopolitik ve ahlaki bir zaafiyet olarak önümüzde büyümeye devam edecek.

Bu konuları yazmak içimden gelen bir vicdanı dörtünün sonucudur. Yazdıklarım sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda bir uyarı, bir çağrı ve bir bilinçlenme adımıdır.  

Gerçek vatanseverlik, alkışa değil, uyarıya cesaret edenlerin yüreğinde yeşerir.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir