İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sayın Donald J. Trump’a Açık Mektup

Zulme Sessiz Kalan Dünyada, Bir Tek Söz Bizi Hayatta Tutabilir

Sayın Başkan Donald J. Trump,

Bu satırları kaleme alırken boğazım düğümleniyor. Siz şu günlerde Körfez’deki zengin Müslüman ülkeleri ziyaret ediyorsunuz: Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri… Görevdeki ilk döneminizde de bu bölgeyi öncelikli ziyaret etmeniz dikkat çekiciydi. Bunun ardında büyük ekonomik fırsatların olduğu muhakkak. Zekânız ve stratejik öngörünüzle şekillenen bu hamlelere hayran olmamak mümkün değil.

Ancak, sizin ziyaret ettiğiniz kadar zengin, fakat zenginliği tamamen gasp edilmiş bir Müslüman halk daha var: Biz Uygurlar.

Biz Çin’in işgali altında yaşıyoruz. Ve siz, Çin’i bizden çok daha iyi tanıyorsunuz. Çin, Amerika Birleşik Devletleri’nden bilgi, teknoloji ve ekonomik kaynakları yıllarca sistematik biçimde çaldı. Ve bu çalıntı güçle şimdi ABD’nin karşısında bir tehdit olarak yükseliyor. Aynı Çin, bizim topraklarımızı da işgal etti; zenginliğimizi, madenlerimizi, kaynaklarımızı bizden aldı. Yetmedi; bu kaynaklardan elde ettiği güçle, biz Uygurlara karşı bir soykırım yürütüyor.

Sizin ilk başkanlık döneminizde, Dışişleri Bakanınız Sayın Mike Pompeo tarihe geçen bir açıklama yaptı:

“Çin, Uygurlara soykırım uyguluyor.”

Bu beyan, ABD tarihinin yüz akı oldu. Ardından Kanada, İngiltere ve diğer birçok Batı ülkesi parlamentoları da bu gerçeği resmen tanıdı.

Bu açıklamaların ardından her ne kadar milyonlarca Uygur hâlâ kamplarda ve cezaevlerinde tutuluyor olsa da, bir kısmımız için zincirler çözülmüş oldu. Ancak soykırım hâlâ sürüyor. Bugün Çin, “sessiz bir soykırım” yürütüyor.

Bugün, Amerika’da sizin yönetiminizde görev alan bir başka dostumuz, Dışişleri Bakanı Sayın Marco Rubio. O, geçmişte ABD Kongresi’nde “Uygur Soykırımı” yasa tasarısına öncülük eden cesur bir dosttur. Mike Pompeo ve Marco Rubio’yu biz Uygurlar unutmayacağız. Tarih de unutmayacak.

Dünyada, ne yazık ki, pek çok Müslüman ve Türk devleti Çin’in yanında yer aldı. Ama siz, 21. yüzyılda kimsesiz kalmış bir halkın, yani biz Uygurların yanında durdunuz. Bu, bizim için sadece siyasi değil, varoluşsal bir destekti.

Bugün sizden sadece bir cümle bekliyoruz:

“Ey Çin, Uygurlara karşı yürüttüğün soykırımı durdur!”

Bu cümle, milyonların hayatını kurtarabilir. Bu çağrı, sadece Uygurları değil, Uygurlarla aynı dili konuşan, aynı kültürü paylaşan 300 milyon Türk soylu insanı da sevince boğar. Lütfen, bu halkların devletlerine değil, gönüllerine kulak verin. Biz et ile tırnak gibiyiz. Halklar, hükümetlerin söylediklerinden başka şeyler hisseder.

Bugün siz, Körfez ülkeleriyle trilyon dolarlık anlaşmalar imzalarken, aynı zenginliğe sahip olup da varlığı talan edilmiş Uygur halkını da hatırlayın. Çünkü biz, bir gün müzelerde “tarihte yaşamış bir halk” olarak sergilenmek istemiyoruz.

Biz yaşamak istiyoruz.

Sayın Başkan Trump,

Bugün Çin’i durdurabilecek dünyadaki tek siyasi güç hâlâ sizsiniz.

Biz Uygurlar artık çok çaresiziz…

Ama hâlâ sizi umutla bekliyoruz.

Saygıyla,

Bir Uygur Evladı Adına

Mehmet Emin Hazret

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir