İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sahte baz istasyonlar, casusluk ve mafya şebekeleri: Çin’den Türkiye’ye uzanan gizli ağ

Mehmet Emin Hazret

Son dönemde Türkiye’de yaşanan bir olay, Çin’in sadece ekonomi ya da medya üzerinden değil, siber casusluk ve organize suçlar yoluyla da etkisini yaymaya çalıştığını gösterdi. MİT tarafından yakalanan sahte baz istasyonu şebekesi, yüksek teknolojiyle yurttaşların iletişim verilerini ele geçiriyor, bu verileri Çin merkezli sunuculara iletiyordu.

Ancak olay burada bitmiyor. Bu ağın bir ucu da Gürcistan’a dayanıyor.

Çinli Mafyanın Yeni Üssü: Gürcistan

Kambodja, Tayland ve Myanmar gibi ülkelerde yakalanan binlerce Çinli mafya mensubu, son yıllarda Gürcistan’a kaçtı. Nedeni basit: Gürcistan, hem Batı’ya yakın hem de istihbarat kontrolü zayıf.

Burada kurulan çeteler, sahte SIM kartlarla banka hesaplarını boşaltma, yasa dışı bahis ve fuhşu organize etme gibi faaliyetlerde bulunuyor. En çarpıcısı ise, bu çetelerin artık Çin istihbaratıyla iş birliği yapması.

Türkiye’deki Operasyon: Sahte Baz İstasyonu Şebekesi

Türk İstihbarat teşkilatı, İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde sahte baz istasyonu kurarak, GSM sinyallerini taklit eden 7 şüpheliyi yakaladı. Amaç, vatandaşların SMS ve arama trafiğini ele geçirip, kimlik ve kredi kartı bilgilerine ulaşmaktı.

Bu bilgiler daha sonra Gürcistan merkezli mafya yazılımlarla sisteme giriliyor ve bankalar boşaltılıyor.

TESADÜF DEĞİL, ÇİN’İN GRİ DİPLOMASİ MODELİ

Çin, sadece ticaret ve yatırımla değil, gri diplomasi dediği bir modelle istihbaratı organize suçlar üzerinden de yayıyor. Çünkü geleneksel yöntemlerle giremeyeceği yerel ağlara, mafya örgütleri aracılığıyla ulaşabiliyor. Çin, Gürcistan üzerinden Türkiye devleti ve ordusuna ait gizli bilgilere ulaşmış olabilir.

Bu, sadece Türkiye’nin sorunu değil; Avrupa için de artan bir tehdittir.

Sonuç

Bugün sahte baz istasyonuyla veri toplayan şebeke, yarın siyasetçiyi, gazeteciyi, öğrenciyi hedef alabilir. Bu yapılar sadece casusluk değil; demokrasiyi, finans güvenliğini ve toplumsal huzuru tehdit ediyor.

Soru şu: Verilerimiz, irademiz, geleceğimiz kimlerin elinde?

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir