İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Özgürlük ve Esaret: iki Uygur akademisyenin iki kaderi 

Özgürlük ve Esaret: iki Uygur akademisyenin iki kaderi – Dr. İlham Tohti ve Dr. Erkin Sıddık – Bilim, Adalet ve İnsan Hakları Mücadelesi 

(Zincirsiz Zihin: Özgürlük ve İnovasyonun Hikayesi kitabından bir bölüm)

Yazar: Mehmet Emin Hazret

Dr. Erkin Sıddık: Bilim ve İnsan Hakları İçin Çalışan Bir Uygur Aydını

Dr. Erkin Sıddık (Erkin Sidick), Doğu Türkistan’ın Aksu kentinde doğdu ve akademik  yolculuğuna Sincan Üniversitesi’nde Elektrik Mühendisliği okuyarak  başladı. 1983 ile 1988 yılları arasında Çin ve Japonya’da öğretim görevlisi  ve araştırmacı olarak çalıştıktan sonra akademik kariyerine devam etmek  için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. 1990 yılında California Eyalet Üniversitesi, Northridge’den Fizik alanında  yüksek lisans derecesi aldı ve 1995 yılında Kaliforniya Üniversitesi, Davis’te Elektrik Mühendisliği alanında doktorasını tamamladı.  

Optik ve lazer teknolojileri üzerine yoğunlaşan Dr. Sıddık, UC Davis ve  Sandia Ulusal Laboratuvarları’nda (Livermore, CA) ortak bir doktora sonrası  araştırma yürüttü. Silikon Vadisi’ndeki önde gelen yüksek teknoloji  şirketlerinde mühendislik yöneticisi ve kıdemli AR-GE mühendisi olarak  görev aldıktan sonra 2004 yılında NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’na (JPL)  katıldı. NASA’da Dünya Benzeri Gezegenleri Keşfetme Projesi (Terrestrial Planet Finder Coronagraph – TPF-C) ve diğer uzay teleskobu projelerinde önemli roller üstlendi. Bugüne kadar 130’dan fazla bilimsel makale yayımlamış ve 3 patent almıştır.  

Bilimin Ötesinde: Bir İnsan Hakları Savunucusu  

Dr. Sıddık, yalnızca bilimsel başarılarıyla değil, aynı zamanda Uygur halkı  için verdiği mücadeleyle de tanınmaktadır. 1990’lardan bu yana, Uygur  gençlerini eğitime teşvik eden yüzlerce makale yayımlamış ve birçok Uygur  öğrencinin yurtdışında burs ve akademik fırsatlar elde etmesine yardımcı  olmuştur. 1993 yılında ABD’de, Uygur öğrencilerine daha sistemli bir  şekilde destek sağlamak amacıyla Tengri Dağ Yurtdışı Uygur Öğrencileri  ve Akademisyenler Derneği’ni (TOSSA) kurmuştur. Ayrıca Uygur

Akademisi’nin kurucularından biri olan Dr. Sıddık, 9 Eylül 2009’da İstanbul’da kurulan akademinin ilk fahri başkanı olarak Eylül  2013’e kadar görev yaptı. Akademinin Uygur bilimi ve eğitimini geliştirme,  ulusal aydınlanmayı teşvik etme ve Uygur kimliğini koruma yönündeki  çalışmalarına önemli katkılar sundu.  

2017 yılında Çin, Uygurlara yönelik baskılarını soykırıma dönüştürdüğünde, Dr. Sıddık sessiz kalmayı reddetti. Diasporadaki Uygur aydınlarıyla birlikte Uygur Meşalesi Grubu’nu kurarak, Çin’in insan hakları ihlallerini

İngilizce, Almanca, Türkçe, Çince, Japonca ve Uygurca dillerinde dünyaya duyurdu.  Sosyal medya kampanyaları, akademik konferanslar ve medya röportajları  aracılığıyla Doğu Türkistan’daki zulmü uluslararası kamuoyuna anlatmaya  çalıştı. Ayrıca bölgeden elde ettiği birinci elden kanıtları derleyerek  uluslararası topluma sundu.  

Uygur Kültürü ve Kimliğini Koruma: Uygur Projeleri Vakfı  

Uygur kimliğinin yok edilmesini önlemek amacıyla Uygur Projeleri Vakfı’nı (UPF) kuran Dr. Sıddık, bu vakıf aracılığıyla Uygur diasporasını destekleyen ve kültürel mirası yaşatmayı amaçlayan çeşitli projeler yürütmektedir. 

Vakfın Hedefleri:  

  • Uygurların sesi olmak ve uluslararası platformlarda dile getirmek,  
  • Farklı topluluklar arasında barışı ve kültürlerarası diyaloğu teşvik  etmek, 
  • Geleneksel Uygur müziğini, dansını ve sanatlarını gelecek nesillere  aktarmak, 
  • Uygur sanatçılarına müzik, dans, şiir ve görsel sanatlar aracılığıyla  kimliklerini ifade etmeleri için destek sağlamak,  
  • Geleneksel Uygur tıbbını araştırmak ve korumak,  
  • Uygur diasporası ile uluslararası araştırma kurumları arasında  akademik köprüler kurmak, 
  • Uygur gençlerine anadillerini ve kültürel miraslarını öğretmek için yaz  programları düzenlemek,  
  • Uygur toplumu için çevrimiçi aylık bir dergi ve haftalık video programları yayımlamak,  
  • İlkokuldan üniversiteye kadar maddi durumu yetersiz Uygur  öğrencilere burs sağlamak.  

Dr. Sıddık, Uygur Projeleri Vakfı Başkanı olarak bilgi, kaynak ve liderlik  becerilerini halkına hizmet etmek için kullanmaya devam etmektedir.  Uygur davasına katkıda bulunmaktan büyük bir onur ve gurur duyduğunu dile getirmektedir. 

Tutsak Zihinler: Uygur Halkının Dehası Prof. İlham Tohti

Prof. İlham Tohti, Doğu Türkistan’ın Artuş kentinde doğdu ve trajik bir  çocukluk geçirdi. Babası, Çin makamları tarafından “bölücülük” ile  suçlanarak toplama kampında öldürüldüğünde, Tohti henüz iki yaşındaydı. Tüm bu acılara rağmen eğitiminden asla vazgeçmedi. 16 yaşında Uygur bölgesin’de üniversite giriş sınavında en yüksek puanı  alarak Pekin’deki Çin Merkezi Milletler Üniversitesi’ne kabul edildi.  Uygur öğrencilerine yönelik sistematik ayrımcılığa rağmen, Çince eğitim veren bu sistemde üstün başarı göstererek birçok Han Çinlisi öğrenciden daha iyi dereceler elde etti. 

Ekonomist ve akademisyen olarak, Çin’in azınlık politikalarını bilimsel  verilerle eleştirdi. Araştırmalarında ekonomik eşitsizlikleri, sistematik  ayrımcılığı ve devlet baskısını detaylandırarak Uygurların anayasal  haklarını savundu. Ancak bu adalet mücadelesi, onu Çin yönetimi için bir  hedef haline getirdi.

İlham Tohti, yurt dışında kalma fırsatı varken dahi halkını yalnız  bırakmamayı seçti. 2014 yılında “bölücülük” suçlamasıyla tutuklanarak  ömür boyu hapse mahkûm edildi ve o günden bu yana Çin  hapishanelerinde ağır fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kalmaktadır.  

Özgürlük ve Baskının Yarattığı Keskin Kontrast

Dr. Erkin Sıddık ve Prof. İlham Tohti, Uygur halkının iki büyük dehasıdır.  Biri ABD’de bilimsel başarılar elde ederken, diğeri gerçeği dile getirdiği için  bir hapishane hücresinde çürümektedir. 

Onların zıt kaderleri, Uygur halkının içinde bulunduğu derin trajediyi ve  adalet mücadelesini gözler önüne sermektedir. Bu gerçek, genç  akademisyenlere kritik bir soru yöneltmektedir:

Özgür bir toplumda yaratıcı olup ilerlemeyi mi tercih edersiniz, yoksa  baskı altında sessiz kalmayı mı?  

Çin Tarafından Hedef Alınan Uygur Aydınları  

  • Prof. Dr. Abduqadir Jalalidin: Ünlü şair, yazar ve filozof. 2018’de  tutuklandı, 2019’da ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.  
  • Yalqun Rozi: Saygın bir yazar ve edebiyat eleştirmeni. 2016’da  tutuklandı, 10 yıldan fazla hapis cezasına mahkûm edildi.  
  • Dr. Zulfiqar Barat Özbash: ABD’de doktora yapmış bir sosyolog.  2018’de tutuklandı ve sadece “yurt dışında eğitim aldığı” gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm edildi.  

2017 ile 2018 yılları arasında 240’tan fazla Uygur aydını gözaltına  alındı ve birçoğu uluslararası akademik veya profesyonel  angajmanları nedeniyle hedef alındı. Bu baskıcı önlemlere rağmen  tarih, fikirlerin hapsedilemeyeceğini göstermiştir. Uygur aydınlarının  mirası, adalet ve özgürlük mücadelesine ilham vermeye devam  ediyor.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir