Bu yazı, Uygur yazar Mehmet Emin Hazret’in “Zincirsiz Zihin:Özgürlük ve İnovasyonun Hikayesi” adlı kitabından alınmıştır.
Türkiye, bilim ve teknoloji alanında büyük potansiyel barındırmasına rağmen, Nobel ödüllü bilim insanı sayısının azlığıyla dikkat çekmektedir. Fen bilimleri alanında Nobel Ödülü kazanmış iki Türk bilim insanı bulunmaktadır ve her ikisi de kariyerlerini ABD’de sürdürmüştür.
Bu durum, Türkiye’deki bilimsel altyapının geliştirilmesi, akademik özgürlüğün artırılması ve bilim insanlarına sağlanan desteklerin gözden geçirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Aziz Sancar: DNA Onarım Mekanizmasını Çözen Türk Bilim İnsanı
Alan: Biyokimya ve Moleküler Biyoloji
Nobel Ödülü: 2015 Nobel Kimya Ödülü
Konusu: DNA onarım mekanizmaları üzerine yaptığı çalışmalar
Hayatı ve Akademik Başarıları:
8 Eylül 1946’da Mardin’in Savur ilçesinde doğdu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. ABD’de Texas Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı ve bilimsel çalışmalarına burada devam etti. 1997 yılından beri ABD’deki Kuzey Karolina Üniversitesi’nde akademik görevine devam etmektedir.
Aziz Sancar, DNA onarımı, hücre döngüsü ve biyolojik saat mekanizmaları üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Geliştirdiği ve kendi adını verdiği “Maxicell tekniği” ile DNA onarım mekanizmalarını keşfetmiş ve bilim dünyasına önemli katkılar sunmuştur.
Nobel ödüllü çalışması, kanser tedavisinde ve genetik hastalıkların anlaşılmasında büyük bir devrim yaratmıştır.
Bilim ve İnsan Hakları Konusundaki Hassasiyeti
Sancar, yalnızca bilimsel başarısıyla değil, aynı zamanda insan hakları konularındaki duyarlılığıyla da tanınmaktadır. Çin tarafından ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Uygur akademisyen Dr. İlham Tohti’nin serbest bırakılması için protestolara katılmış, ABD’deki Uygur diasporasıyla dayanışma göstermiştir.
New York’taki Birleşmiş Milletler binası önünde düzenlenen protestoda, Tohti’nin portresini taşıyan bir tişört giyerek uluslararası toplumun dikkatini Çin’in Uygurlara yönelik baskılarına çekmeye çalışmıştır.
Bu yönüyle, Aziz Sancar sadece bilim dünyasında değil, insan hakları savunuculuğuyla da büyük saygı gören bir isim olmuştur.
Daron Acemoğlu: Ekonominin Nobel Ödüllü Dehası
Alan: Ekonomi ve Politik Bilimler
Nobel Ödülü: 2024 Nobel Ekonomi Ödülü
Konusu: Kurumların ekonomik kalkınmadaki rolü
Hayatı ve Akademik Başarıları
3 Eylül 1967’de İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini İngiltere’de, doktora eğitimini ABD’de tamamladı. 1993 yılından beri Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) öğretim üyeliği yapmaktadır. 2019 yılında MIT’de Enstitü Profesörü unvanını aldı.
Daron Acemoğlu, “Ulusların Düşüşü” adlı eseriyle dünya çapında tanınmıştır. Bu çalışmada, “Neden bazı ülkeler zenginken bazıları yoksuldur?” sorusuna yanıt aramış ve ekonomik kalkınmanın en önemli unsurlarından birinin demokratik kurumlar ve özgürlükler olduğunu ortaya koymuştur.
Eserlerinde, ülkelerin ekonomik ve politik yapıları arasındaki ilişkiyi detaylı bir şekilde inceleyerek, sürdürülebilir kalkınma için demokrasi ve hukukun üstünlüğünün önemini vurgulamaktadır.
Türkiye’de doğmasına rağmen kariyerini ABD’de sürdürmesi, akademik özgürlüğün bilim insanları için ne kadar kritik bir unsur olduğunu göstermektedir.
Türkiye ve Nobel Ödülü Gerçeği
85 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’de, 200’den fazla üniversite bulunmasına rağmen, fen bilimleri alanında Nobel Ödülü almış tek bir bilim insanı (Aziz Sancar) bulunmaktadır.
Bu durum, bilim ve teknoloji alanında daha fazla yatırım yapılması ve akademik özgürlüğün artırılması gerektiğinin en büyük göstergelerinden biridir.
Daron Acemoğlu’nun Türkiye Hakkındaki Yorumu
Bir gazeteci, Acemoğlu’na şu soruyu yöneltmiştir:
“Eğer Türkiye’de akademik kariyerinize devam etseydiniz, Nobel Ödülü alabilir miydiniz?”
Acemoğlu’nun cevabı: “Hayır.”
Bu yanıt, ABD’deki akademik özgürlüğün, bilimsel destek mekanizmalarının ve bilime verilen değerin, Nobel ödüllü Türk bilim insanlarının yetişmesine nasıl katkı sağladığını gözler önüne sermektedir.
ABD’deki Diğer Türk Teknoloji Yıldızları
ABD’de teknoloji ve inovasyon alanında önemli başarılara imza atan Türk bilim insanları bulunmaktadır. Bu Türk bilim insanları içinde Nobel ödülüne doğru ilerleyen dehalar vardır. İşte bazı parlak isimler:
Canan Dağdeviren: Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanıdır. MIT Technology Review tarafından “35 Yaş Altı Mucitler” listesine dahil edilmiştir. Giyilebilir tıbbi cihazlar ve esnek elektronikler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır.
Kenan Şahin: Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2003 yılında “40 Teknoloji Lideri” arasında gösterilmiştir. Yenilikçi çalışmaları ve girişimcilik alanındaki başarılarıyla tanınmaktadır.
Ergin Koçyıldırım: Pittsburgh Üniversitesi McGowan Enstitüsü Araştırma Merkezi’nde çocuk ve bebeklere uygulanan yapay kalp ve kalp destek üniteleri üzerine çalışmaktadır. Ayrıca kök hücreden organ yapımı ve yapay kan çalışmalarıyla da öne çıkmaktadır.
Ilhan F. Akyıldız: Georgia Tech’te uzun yıllar görev yapmış ve kablosuz iletişim ağları konusunda önemli araştırmalara imza atmıştır. Ayrıca nanoteknoloji ve telekomünikasyon alanlarında da çalışmaları bulunmaktadır.
Yıldız Bayazıtoğlu: Rice Üniversitesi’nde mekanik mühendisliği profesörüdür. Isı transferi ve nanoteknoloji alanlarında yaptığı araştırmalarla tanınmaktadır. Ayrıca NASA’nın Uzay Mekiği yakıt tankları üzerinde çalışmalar yapmıştır.
Ahmet Yıldız: Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de fizik ve moleküler hücre biyolojisi profesörüdür. Hücre içi taşınma ve motor proteinlerin hareketi üzerine önemli araştırmalar yapmıştır.
Yalçın Ayaslı: Hittite Microwave Corporation’ın kurucusudur ve mikrodalga teknolojileri alanında önemli çalışmalara imza atmıştır. Ayrıca Türk Kültür Vakfı ve Türk Koalisyonu Amerika’nın kurucusudur.
Bu bilim insanlarının çalışmaları, ABD’de teknoloji ve inovasyon alanında Türklerin katkılarını göstermektedir. Uygun şartlar, eşit rekabet ortamında “Türk milleti zekidir, çalışandır.” yaratıcıdır.
Bilimin Özgürlükle Olan Ayrılmaz Bağı
Bilim, ancak özgürlükçü ve destekleyici ortamlarda gelişebilir. ABD gibi ülkeler, akademik özgürlüğü ve bilimsel araştırmaları destekleyerek küresel bilim ve teknolojiye yön vermektedir.
Türkiye gibi ülkelerin, Nobel ödüllü daha fazla bilim insanı yetiştirebilmesi için bilimsel destek sistemlerini güçlendirmesi, akademik bağımsızlığı artırması ve genç araştırmacılara daha fazla kaynak sunması gerekmektedir.
Bilimin Geleceği: Daha Fazla Özgürlük, Daha Fazla İnovasyon
Türkiye’nin bilimde daha fazla başarı elde etmesi için özgürlükçü bir akademik ortam yaratması, bilim insanlarına sağlanan destekleri artırması ve bilimi merkeze koyan bir kalkınma vizyonu benimsemesi gerekmektedir.
Bilim ancak özgür, yeniliğe açık ve bağımsız ortamlarda gelişir. Nobel ödüllü Türk bilim insanlarının ABD’de başarıya ulaşmasının arkasında, akademik özgürlüğün sağladığı avantajlar yatmaktadır.
Özgürlük olmadan bilim gelişemez, bilim olmadan ise toplumlar ilerleyemez.
İlk yorum yapan siz olun