İsveç Uygur Komitesi, Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı Uygur soykırımına karşı küresel eylem çağrısında bulundu.
İsveç merkezli bir Uygur hakları örgütü olan ve İsveç Uygur Komitesi (Svenska Uyghur Kommitten), 09 Ağustos 2024 tarihinde uluslararası toplumu Çin’in Doğu Türkistan’daki eylemlerinin jeopolitik etkileriyle yüzleşmeye çağırdı.
Kİsveç Uygur Komitesi, ‘X’ üzerinde yayınladığı bir yazıda, İsveç’i Uluslararası toplumun geri kalanıyla birlikte Doğu Türkistan’ın işgalini ve Çin’in Müslüman Uygurlara ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırımını tanımaya çağırdı.
Çağrıda, “Dünya, Çin’in hiçbir kısıtlama olmaksızın hareket etmesine izin vererek, gücün eylemleri haklı çıkardığı ve soykırım politikalarının ulusal güvenlik kisvesi altında kabul edilebilir görüldüğü bir devlet davranışına sessizce onaylamaktadır” denildi.
Yazıda, “Bu durum, uluslararası tepkinin zayıf ve kopuk olacağından emin olan diğer otoriter rejimleri de benzer stratejiler benimsemeye teşvik ediyor” denildi.
İsveç hükümetinin Çin’in insan hakları ihlallerine karşı uluslararası eylem çağrısında bulunması gerektiğini belirten komite, açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “İsveç için seçim açıktır. İnsan haklarını savunan güçlü bir mirasa sahip bir ulus olarak, Çin’i sorumlu tutma konusunda öncülük etmelidir. Bu, sadece soykırımı tanımak değil, aynı zamanda yaptırımlar, diplomatik izolasyon ve sorumlulara karşı uluslararası yasal işlemlerin desteklenmesi gibi somut adımlar atılması için benzer düşünen uluslardan oluşan bir koalisyonun bir araya getirilmesi anlamına gelmektedir“.
Açıklamada ayrıca “Bu mesele Doğu Türkistan halkını desteklemenin ötesinde, uluslararası sistemin temel ilkelerini korumakla ilgilidir. Dünya şimdi kararlı bir şekilde harekete geçmezse, insan hakları ve küresel işbirliğinde onlarca yıllık ilerlemeyi ortadan kaldırabilecek bir emsal oluşturma riskiyle karşı karşıya kalır” ifadelerine yer verildi.
Küresel toplum krizi ele almak ve insan haklarını korumak için derhal harekete geçmeye davet edilen açıklamada, “Sessizliğin suç ortaklığına eşit olduğu bir dünyada, derhal harekete geçilmesi şarttır. Doğu Türkistan’ın kaderi ve küresel düzenin geleceği, bu krize vereceğimiz ortak tepkiye bağlıdır. Bu an sadece değerlerimize meydan okumakla kalmıyor, aynı zamanda benzeri görülmemiş zorlukların ortasında onları koruma kararlılığımızı da sınıyor” denildi.
İlk yorum yapan siz olun