Hürriyet gazetesi yazarı tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bugünkü yazısında, Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik büyük baskıyı kaleme aldı. Ortaylı, kamplarda geniş kitlelerin toplanarak işkence ve beyin yıkama metotları uygulandığını söyledi.
Hürriyet’te yer alan yazı şöyledir:
Çin gibi büyük ve istediğini yapan, hele şimdi yeni bulunan gaz ve maden kaynaklarının dolu olduğu, adeta Mendeleyev cetvelinin bütün elemanlarının bulunduğu Sincan (Doğu Türkistan) gibi eyaletlerde Uygurlara büyük baskı var. Bilgiler ve belgeseller korkunç. Geniş kitleler kamplara toplanıyor, işkence ve beyin yıkama metotları uygulanıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) dünya nüfus hareketliliği haritasını elinde tutuyor. Bu sayede mevcut ülkelerin içindeki köyden şehre göçler gibi hareketlere müdahale etmenin dışında etnik göçleri veya göç zorlamalarını önlemeyi amaçlıyor. Tabii çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da BM mikrofonunun sesleri hakiki gücün çok üstünde. Teşkilat Afrika gibi karşılıklı katliamların (mukatelenin) görüldüğü, kiralık askerler vasıtasıyla Batı devletlerinin cirit attığı, kültürel ve etnik haritası değişiklikler gösteren Mali, Gine, daha önceleri Ruanda’da müdahaleyi doğrusu çok yapamadı, işler olacağına vardı.
Söz galiba daha çok birkaç ülkeye geçiyor ve ora hedefleniyor. Çin gibi büyük ve istediğini yapan, hele şimdi yeni bulunan gaz ve maden kaynaklarının dolu olduğu, adeta Mendeleyev cetvelinin bütün elemanlarının bulunduğu Sincan (Doğu Türkistan) gibi eyaletlerde bu baskıyı görmek mümkün. Bölgeye herkes giremiyor. Ancak BBC gibi çok kuvvetli yayın organlarının getirdiği bilgiler ve belgeseller korkunç. Geniş kitleler kamplara toplanıyor, işkence ve beyin yıkama metotları uygulanıyor.
ALAY EDER GİBİ
Çin’in açıklamaları çok sathi ve soranla alay edercesine üstü örtülü geçiliyor. Bu bölgelerdeki nüfus bilgileri doğru değil. Çok yakın gelecekte imha hareketleri vukua gelirse haritanın nasıl değişeceği belirsiz. Belirli olsa da BM gibi örgütlerin sözünü geçireceği şüpheli.
Bazı nüfus gruplarının akıbeti meçhul. Bunların izlenmesinin ne faşist politikalara ne de emperyalist eğilimlere delil olmayacağı açık. Bu takip 21. yüzyılda insanlığın ve uluslararası demokratik normların işleyebilmesi için gereklidir.
Çin’le barış ve kültür yılına giriyoruz. Bu gibi politikaların uygulandığı ve etnik bir grubun açıkça tahrip edilmesinin hedeflendiği bir ülkeyle hangi kültürel ilişki ve barış yılını birlikte kutlayacağız doğrusu çok merak edilir. Dünyada barış yılının kutlanması savaş yapanlar arasında görülür. Kültürel bağların yoğunlaştırıldığı yıllar ise ancak bunun layık olduğu ülkelerle yapılır.
KARDEŞ TOPLULUK
Çin tarihi ve dili bizim için önemli ama daha önemlisi varlık ve onurlarının korunması gereken kardeş akraba toplulukların bulunması keyfiyetidir. Doğrusu müzelerimizin gezdirileceği, değerli kültürel varlıkların sergileneceği yerlerin iyi tespit edilmesi gerekiyor.
Kaynak: Hürriyet
İlginizi çekebilir:
Doğu Türkistan’ın kısa genel durumu
İnsan Hakları İzleme Örgütü: Doğu Türkistan’da Kitlesel Baskı Yaşanıyor
Doğu Türkistan’da Çin Nazi Kamplarına Gönderilmeye Neden Olan 48 Gerekçe
Doğu Türkistan’daki keyfi tutuklanan Türkler Çin’in iç eyaletlerine nakledilmeye başladı
İlk yorum yapan siz olun