Mehmet Emin Hazret
Aynı halktan… Aynı topraklardan…
Biri yüreğini halkı için ortaya koydu…
Diğeri ise halkının iradesini ezerek yükseldi.
Ve şimdi…
Aynı zindanda, yan yana iki hücrede.
İlham Tohti ve Nur Bekri…
Uygur halkının vicdanı ve ihaneti, ışıksız duvarlar arasında karşı karşıya.
NUR BEKRİ KİMDİR?
Nur Bekri… Uygur kimliğiyle Çin Komünist Partisi içinde zirveye kadar tırmanan bir isim.
Urumçi belediye başkanlığı, Uygur Özerk Bölge valiliği, Pekin’de enerji bürokrasisinin başı…
Ama o merdivenleri, halkının omuzları üzerine basarak tırmandı.
Uygur dilinin yasaklanmasının mimarı oydu.
5 Temmuz 2009’da Urumçi’de binlerce Uygur’un katledildiği o karanlık günde, emir ondan çıktı.
İHANET VE İTİRAF
Çin’in gözünde “sadık bir memur” olan Nur Bekri, 2019’da bir gecede gözaltına alındı.
Yolsuzluk suçlamasıyla mahkeme karşısına çıktı.
İdamdan kurtulmak için suçlarını itiraf etti, sistemle iş birliği yaptı.
Ve sonunda müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Çin, her zaman yaptığı gibi… işini bitirdiği maşasını çöpe attı.
İLHAM TOHTİ KİMDİR?
İlham Tohti… Akademisyen. İnsan hakları savunucusu. Baba.
Uygur halkının hakları için barışçıl mücadele verdi.
2006–2008 yılları arasında, Çin’in iç bölgelerinde kaybolan 5 bin Uygur çocuğu organ, fuhuş mafyası elinden kurtarıp Doğu Türkistan’a geri gönderdi.
Organ mafyasına, fuhuş çetelerine, insan kaçakçılarına karşı savaştı.
Çin’in iç yüzünü belgelerle ortaya koydu.
Ve hedef haline geldi.
BİR TUZAĞIN HİKAYESİ
Nur Bekri için İlham Tohti sadece bir tehdit değildi.
O, yıllardır içine biriktirdiği öfkenin, nefretin simgesiydi.
Çünkü İlham Tohti, açık açık şunu söylüyordu:
“Bugün yüz binlerce Uygur çocuk sokaklarda sahipsizse,
anneleri, babaları hiçbir suç işlememişken ‘potansiyel suç adayları’ diye hapsedildiyse…
Bunun sorumlusu, Çin’in vitrinine koyduğu Uygur kuklası Nur Bekri’dir.”
İlham Tohti, Uygur halkının sanayiden dışlanmasını, %85’e varan işsizlik oranını yüksek sesle dile getiriyordu.
Ve bu çığlık, doğrudan Bekri’yi hedef alıyordu.
Nur Bekri ise onu kişisel düşman ilan etti.
Pekin yönetimi başlangıçta temkinliydi…
Ama Nur Bekri bastırdı.
İlham Tohti, kelepçeyle gözaltına alındı.
23 Eylül 2014’te, Urumçi’de mahkeme Nur Bekri’nin emriyle ona müebbet verdi.
KADERİN TERS DÖNÜŞÜ
Aradan geçen yıllarda her şey değişti.
Şimdi…
Nur Bekri de İlham Tohti ile aynı zindanda.
Aynı karanlık, aynı kilitli kapılar…
Ama biri halkı için susturuldu.
Diğeri halkına ihanet ettiği için unutuldu.
İlham Tohti bugün dünyada bir onur simgesi.
Uluslararası ödüller aldı, özgürlük hareketlerinin sembolü oldu.
Nur Bekri ise kendi halkının nefretle andığı bir figür.
Bu hikâye bize neyi gösteriyor?
İşgalcilerin maşası olanlar günü gelir ezilir.
Ama halkı için konuşanlar… susturulsa da kalplerde yaşar.
İlham Tohti’nin sesi olmaya devam etmeliyiz.
Ve Nur Bekri’nin ibretlik sonunu unutmamalıyız.
Bu videoyu paylaşarak susturulan seslere güç verin.
Beğenin, abone olun, yorum yapın.
Çünkü gerçekler yayılmazsa… adalet susar.
Biz, susturulan seslerin yankısı olmaya devam edeceğiz.
İlk yorum yapan siz olun