Cenevre İnsan Hakları ve Demokrasi Zirvesi’nde Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa konuşma yaptı. Çin zulmüne karşı mücadelelerini, bu nedenle kendisi ve ailesinin başına gelenleri ve ÇKP’nin Doğu Türkistan’da yürüttüğü soykırım politikalarını anlattı.
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa , 15. Cenevre İnsan Hakları ve Demokrasi Yıllık Zirvesi’nde konuşma yaptı. Dolkun İsa konuşmasında, önce Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki zulümlerine karşı kendi mücadelelerini anlattıktan sonra bu nedenle kendisi ve ailesinin başına gelenleri ve Çin Koünüst Partisinin (ÇKP) Doğu Türkistan’da yürütmeye devam ettiği soykırım uygulamalarını aşağıdaki gibi özetleyecek anlattı:
“TERÖRİST İLAN EDİLDİM”
1997’de Çin rejimi suçsuz yere hakkımda tutuklama emri çıkardı ve beni “katil”, “suçlu” olarak damgaladı. 11 Eylül’den sonra ise “terörist” etiketi yapıştırdı. Evet, baskıcı rejimler sizi bir gecede suçlu hatta terörist yapabilir. Çin yalan suçlamalarla beni İnterpol’un kırmızı listesine eklettirdi. İsviçre, Türkiye, Güney Kore, İtalya ve ABD’de gözaltına alındım; Ben bir “terörist”tim ama neyse ki, Çin’e sınır dışı edilmedim.
BM İNSAN HAKLARI OFİSİ BİLGİLERİMİZİ ÇİN’LE PAYLAŞTI
2013’te BM İnsan Hakları Konseyi oturumunda ifade vermeye hazırlandım. Çin, konuşma yapması planlanan Uygur ve Çinli muhaliflerin isimlerini istedi. Bu, kendi kuralları tarafından açıkça yasaklanmış olmasına rağmen, BM İnsan Hakları Ofisi bilgilerimizi Çinli yetkililerle paylaştı.
AİLEME MİSİLLEME YAPILDI
Bu yüzden Çin aileme misillemede bulundu. 2018 yılında annemin 78 yaşında bir toplama kampında öldüğünü öğrendim. 2020 yılında ise gizemli bir şekilde babamı kaybettim. 2021 yılında küçük kardeşimin müebbet, ağabeyimin de uydurma suçlamalarla uzun süre hapis cezasına çarptırıldığını öğrendim. Kızdım ama umudumu hiç kaybetmedim. Üzüldüm ama asla pes etmedim.
“TERÖRLE MÜCADELE YASASI” VE TOPLAMA KAMPLARI
2013 yılında Xi Jinping’in iktidara gelmesinin ardından ÇKP, Doğu Türkistan’da uzun süredir devam ettiren asimilasyon ve ayrımcı politikalarını arttırarak soykırım düzeyine ulaştırdı. 2015 yılında ÇKP, Uygurların ve diğer Türk halklarının sistematik olarak hedef alınması sonucunda üç milyona yakın kişinin toplama kamplarında kapatılmasını meşrulaştıran “Terörle Mücadele Yasası”nı çıkardı.
ÇİN İSLAMA KARŞI AÇIKÇA SAVAŞ AÇTI, MÜSLÜMANLAR SESSİZ
Uygur çocukları ailelerinden ayrılmış durumda. Toplama kamplarındaki insanlar ulusal kimliklerinden vazgeçmeye, ağır işlere ve köleliğe zorlanmaktadır. 2017 yılından bu yana binlerce cami yıkıldı, binlerce Kuran-ı Kerim yakıldı. ÇKP, İslam’ı “yok edilmesi gereken ideolojik bir virüs” olarak nitelendirerek alenen savaş ilan etti. Maalesef İslam Dünyası sessiz kaldı.
“BİR DAHA ASLA” SÖZÜ UNUTULMASIN
Dünya Savaşı sırasında Naziler altı milyon Yahudiyi katlettiğinde dünya sessizdi. Savaştan sonra uluslararası toplum “Bir Daha Asla” sözü verdi. Yetmiş yıl sonra ÇKP Uygurlara karşı soykırım yapıyor. Ama dünya sessiz.
DÜNYA UYGUR KURULTAYI NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜNE ADAY
INTERPOL Kırmızı Bültenim nihayet 21 Şubat 2018’de kaldırıldı. Ondan önce tüm kapılar bana kapalıydı. Artık bir aktivist oldum. ABD Kongresi, Avrupa Parlamentosu, Birleşmiş Milletler ve dünya çapındaki birçok ulusal parlamento da dahil olmak üzere bana bir suçluymuşum gibi davranan ülkelerin parlamentolarında ifade verdim ve konuşma yaptım. Bugün size hitap etme onuruna sahibim. Başkanı olarak gururla hizmet ettiğim kurum, Dünya Uygur Kurultayı, 2023 Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.
ÇİN ETKİSİNİ GENİŞLETİYOR
Hikayemin nasıl bittiğini size anlatamam. Ancak Çin Komünist Partisi’nin yalnızca Uygurlar için bir tehdit değil, aynı zamanda insanlığa, demokratik değerlerimize, insan haklarımıza ve bildiğimiz dünya siyasetine karşı bir veba olduğunu söyleyebilirim. Çin’in şeytani elleri Küresel Güney’e daha fazla uzanmaya ve Batı’ya nüfuz etmeye devam ederken, geleceğim belirsizliğini koruyor. Benim hikayemi dinledikten sonra sizinkinin de öyle olduğunu anlayacaksınız.
İlk yorum yapan siz olun