Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa: “Bugün, insanlığın özüne meydan okuyan bir trajediye tanıklık ediyoruz: Doğu Türkistan’da Uygurlara ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırım, tarifsiz bir vahşet karşısındayız.“
Dünya Uygur Kurultayı (DUK) Başkanı Dolkun İsa, geçtiğimiz günlerde Elie Wiesel İnsanlık Vakfı tarafından Doğu Türkistan’da Uygur toplumuna karşı devam eden soykırımı vurgulamak ve tanımak amacıyla düzenlenen bir konferansa katıldı.
İki gün süren konferansa dini liderler, eğitimciler, sosyal aktivistler, ABD Kongresi temsilcileri ve eski BM Azınlık Sorunları Özel Raportörü Fernand De Varennes katıldı.
DUK Başkanı yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bugün, insanlığın özüne meydan okuyan bir trajediye tanıklık ediyoruz: Doğu Türkistan’da Uygurlara ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırım, tarifsiz bir vahşet karşısındayız.“
İsa açıklamasında ayrıca Uygur nüfusuna yönelik sistematik baskı, toplu gözaltı ve zorla çalıştırmanın insan hakları ve onurunun ağır bir ihlali olduğunu vurgulayarak “Bu, tüm kolektif kaygılar üzerinde dikkatimizi gerektiren ve adalet talep eden bir lekedir. Ancak adalet tek başına sağlanamaz. Birlik, dayanışma, ortak bir kararlılık ve etnik kökeni, dini ya da geçmişi ne olursa olsun tüm insanlar için insan hakları ilkelerinin desteklenmesini gerektirir” dedi.
İsa ayrıca Çin Komünist Partisi rejimi altındaki Uygur soykırımının tanınması ve ele alınmasına yönelik aralıksız çabaların meyvelerini vermeye başladığına dikkat çekerek “Bu, dünyadaki 8. parlamenter Uygur grubu oldu; Avrupa Parlamentosu da dahil olmak üzere 10 ulusal parlamento Uygur soykırımını tanıdı” dedi.
Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası, Uygur zorla çalıştırılan işçilerin ülkeye ithal edilmesini yasaklayan türünün ilk örneği olmuştur.
50’den fazla ülke Çin’in Uygurlara yönelik zulmünü kınadı ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve özel raportörler tarafından hazırlanan duruma ilişkin ilk BM raporu var.
İlk yorum yapan siz olun