İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çin’in Türkiye’deki ayak izi ne kadar büyük?

Almanya’da Hamburg limanının Çin’e satılmak istenmesi tartışma yarattı. Peki Çin yatırımlarının Türkiye ekonomisi için önemi ne? Çin projeleri neden tartışmalı?

Alman hükümetinin Hamburg Limanı hisselerinin bir bölümünü Çin devleti kontrolündeki Cosco şirketine satmak istediğinin ortaya çıkması, Pekin yatırımlarını bir kez daha tartışmaya açtı. Alman kamu yayın kuruluşları NDR ve WDR’nin geçen hafta yayınladığı habere göre Başbakanlık, sürece dahil olan altı bakanlığın itirazına rağmen satışı gerçekleştirmekte ısrarcı.

Peki Çin yatırımları tüm dünyada neden tartışma konusu ve Türkiye’de durum ne?

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından ilk kez 2013’te ilan edilen Kuşak ve Yol girişimi, Pekin’in uluslararası arenada ayak izini büyütme çabasının en somut örneği olarak görülüyor. Çin, 2015 yılında bir eylem planı ile resmiyet kazanan girişim kapsamında şu ana kadar 130’dan fazla ülkeyle çeşitli yatırım ve ortaklık anlaşmaları imzalandı.

Ancak özellikle Asya ve Afrika’da kâr etmeyen mega projeler ve muğlak ihale süreçleriyle Kuşak ve Yol, yıllar içinde tartışmalı bir hal aldı. Çin’in dış yatırımlarını arttırma, ülkeler arası bir ulaşım ve enerji ağı kurma hedefindeki girişim, “yoksul ülkeleri borçlandırarak tuzağa düşürme aracı” olarak görülüyor.

Şi, geçen hafta tamamlanan Çin Komünist Partisinin 20’nci Ulusal Kongresi açılışında “Çin hegemonya ve yayılmacılık peşinde değil” diyerek kaygıları gidermeye çalışırken, Sri Lanka’dan Kenya’ya geniş bir coğrafyadaki olumsuz örnekler üzerine Kuşak ve Yol ile rekabete giren G7 ülkeleri son bir yılda 600 milyar dolar, Avrupa Birliği ise 300 milyar Euro’luk iki ayrı finansman programı açıkladı.

ÇİN’İN TÜRKİYE’DEKİ YATIRIMLARININ HACMİ

Türkiye, Çin ile Kasım 2015’te Kuşak ve Yol’a resmen katılım için bir anlaşma imzaladı. Metin, 2017’de TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Kuşak ve Yol ile artan yatırım iştağına karşın, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre Türkiye’deki toplam doğrudan yabancı yatırım stoğunun sadece yüzde 0,6’sı Çin sermayeli.

Bu anlamda Çin, 2002’den beri toplam 1 milyar doların biraz üzerindeki tutarla, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan ülkeler listesinde Lübnan, Güney Kore ve İrlanda’nın ardından 23’üncü basamakta yer alıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Çin, Türkiye’nin ithalatında ilk, ihracatında ise 17’inci sırada yer alıyor ve 2021’de toplam dış ticaret açığının yüzde 62’sinden tek başına sorumluydu.

EN BÜYÜK YATIRIMLAR NELER?

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) raporuna göre İstanbul’da Ambarlı liman tesisleri içerisinde faaliyet gösteren Kumport konteyner limanı, Türkiye’deki en büyük ölçekli Çin yatırımı konumunda.

İthal kömür yakıtlı Adana Yumurtalık’taki Hunutlu Termik Santrali bir diğer büyük Çin yatırımı. Yaklaşık 1,7 milyarlık yatırımın finansmanını da Çinli bankalar sağladı. İklim hedefleriyle çeliştiği için eleştirilen santral, yakın zamanda faaliyete geçti. Yapımı tamamlandığında Çin, yurt dışında artık yeni termik santral inşa etmeyeceklerini açıklamıştı.

Çinli e-ticaret devi Alibaba, 728 milyon dolara alışveriş sitesi Trendyol‘u satın almıştı. Ayrıca Huawei, ZTE, Xiaomi gibi telefon üreticilerinin de Türkiye’de yatırımları bulunuyor.

ÇİN’İN BANKACILIKTAKİ YATIRIMLARI

Dünyanın piyasa değeri ve toplam varlıklar açısından en büyük bankası ICBC, Tekstilbank’ı satın alarak Mayıs 2015’te Türkiye piyasasına girdi. Çin’in bir diğer büyük bankası Bank of China ise 2017’den beri Türkiye faaliyet gösteriyor.

Çinli bankalar, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Hunutlu Termik Santrali projelerinin finansmanına katıldı. Ayrıca Çin öncülüğünde kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Projesi’ne 600 milyon dolar finansman sağladı. Bu, AIIB’nin bugüne dek tek bir proje için sağladığı en büyük kaynak oldu.

Öte yandan İstanbul’daki Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun yüzde 51’inin altı Çin şirketinden oluşan bir konsorsiyuma satışının iptali, Türkiye’deki Pekin yatırımları açısından en güncel gelişme sayılabilir. 2019’da başlayan görüşmeler 2021’in ikinci yarısında bir anlaşma olmadan noktalandı.

Kaynak: DW Türkçe, Yazan: Muhammed Kafadar

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir