Çin’in ekonomik ve siyasi ortamında yaşanan değişimler, finansörlere yönelik baskılar, çalkantılı siyasi ortam ve Xi Jinping yönetimindeki yavaşlayan ekonomi, ülkenin aşırı zengin sınıfının paralarını yurt dışına aktarma eğilimini hızlandırıyor.
Abdülhalik Kara
Çin’in milyarderleri, finansal baskılar, siyasi belirsizlikler ve ekonominin yavaşlaması gibi faktörler nedeniyle, ailelerini ve varlıklarını yurtdışına çıkarma arayışı içindeler.
Çin’in elitleri uzun zamandır paralarını yurt dışına çıkarmanın yollarını arıyordu. Çin’de bireylerin her yıl ülke dışına yalnızca 50.000 ABD doları transfer etmelerine izin veriliyor. Ancak zengin insanlar, ister özgür sermayenin hâkim olduğu Hong Kong’daki para borsaları aracılığıyla olsun, ister denizaşırı işletmelere nakit para aktarmak suretiyle olsun, paralarını kaydırmanın bir dizi resmi ve gayri resmi yoluna sahipler.
Ağustos ayında Şangay polisi, bir göçmenlik danışmanlığında çalışan beş kişiyi, 100 milyon yuan’ı (14 milyon ABD doları) aşan yasa dışı döviz işlemlerini kolaylaştırdıkları şüphesiyle tutukladı. Devlet medyasında yayınlanan bir haberde polis, “yasadışı döviz ticaretinin ülkenin mali piyasasının düzenini ciddi şekilde bozduğunu” söyledi.
PARALAR YURTDIŞINA AKIYOR
Ekonomistler ayrıca Çin’deki ekonomik politikalar ve iş fırsatlarına ilişkin belirsizliğin yüksekliği aynı zamanda insanları birikimlerini ülke dışına çıkarmaya teşvik ettiğini söylüyor.
Son zamanlarda her açıdan bakıldığında Çin’deki aşırı zengin insanların sayısı gitgide azalıyor. Forbes’in istatistiklerine göre, Çin’deki milyarderler sayısı geçen yılki 607’den bu sene 562’e gerilediği görülüyor.
Natixis bankasının tahminlerine göre, pandemiden önce her yıl yaklaşık 150 milyar dolar, turistler aracılığıyla Çin’den dışarı akıyordu. Ekonomistler, yüksek ABD faiz oranları ve zayıf yuan’ın, zengin Çinlilerin paralarını ülke dışına çıkarmaları için güçlü bir teşvik olduğunu söylüyor.
Ödemeler dengesi verilerinde 2023’ün ilk yarısında Çin’in 19,5 milyar dolarlık bir açığı vardı. Ancak Çin ekonomisinden gayri resmi olarak ayrılan paranın bundan kat kat daha fazla olabileceği tahmin ediliyor.
Xİ ÇİN’İN FİNANS ELİTLERİNE KARŞI GÜVENSİZ
2021 yılında Çin lideri Xi Jinping “ortak refah” çağrısını yeniden gündeme getirdi. Bu çağrı yaygın olarak iş adamlarına servetlerini daha geniş bir şekilde paylaşmaları çağrısı olarak yorumlandı. Çin’in en tanınmış girişimcilerinden biri olan Jack Ma tarafından kurulan teknoloji şirketi Alibaba, bu amaca 100 milyar yuan bağışta bulunmuştu.
Xi’nin özellikle Çin’in finans elitlerine karşı güvensiz olduğu düşünülüyor zira 2015 yılında yuanın sürpriz bir şekilde devalüe edilmesinin ardından 600 milyar dolardan fazla para Çin ekonomisinden kaçtı. O zamandan bu yana Pekin, Çin’in zenginliği ve bu zenginliğin çoğuna sahip olan insanlar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmaya başladı.
Pekin, üç yıllık sıfır Kovid döneminin ardından Çin’i ticarete açık bir yer olarak tanıtmaya çalıştı, fakat iş dünyasının elitleri üzerindeki baskı azalmadı.
Çin’in en büyük zenginlerinden birçok kişi son zamanlarda belirsiz nedenlerden dolayı tutuklandı veya gözaltına alındı. Bu nedenle artık sınırlar açıldığına göre pek çok kişi yurtdışına çıkış planlarını gözden geçirmeye başladı.
EKONOMİK ÖZGÜRLÜK YERİNE SİYASİ KONTROLE ODAKLANILDI
Şu anki ortam, Çin’in bir dizi piyasa reformunu uygulamaya 1990 ve 2000’lı yıllara göre belirgin bir farklılık gösteriyor.
Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne girmeye hazırlandığı ve Çinli girişimcilerin büyük bir servet biriktirmesine olanak tanındığı o dönemlerde para kazanmak her şeyden önce geliyordu.
Fakat şu an kişisel gücünü Mao’dan bu yana herhangi bir liderden daha fazla pekiştiren Xi’nin yönetiminde vurgu, ekonomik özgürlük yerine siyasi kontrole döndü.
Çin’de zengin sınıfa uygulanan keyfi ceza, 1990’lardan bu yana hiç görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Bu durum, o sınıftaki pek çok kişinin ülke dışına kaçmayı düşünmesine neden oluyor.
ÇİN ARTIK FIRSATLAR ÜLKESİ DEĞİL
Zengin Çinliler de hem ailesini hem de paralarını Çin’den çıkarmanın yollarını arıyor. Göçmenlik danışmanlığı şirketinin tahminlerine göre bu yıl yüksek varlıklı yaklaşık 13.800 bireyin Çin’den ayrılması bekleniyor.
Yalnızca ailelerini değil, tüm ekiplerini Çin’den çıkarmak isteyen iş adamlarının sayıları giderek artıyor. Siyasi riskleri göz önünde bulundurmanın yanı sıra girişimciler, artık Çin’in bir fırsatlar ülkesi olmadığını düşünüyor.
Zengin Çinlilerin yakındaki bölgelere göç ettiğine dair artan işaretler var. Emlak verilerine göre, bu yılın ilk üç ayında Singapur’da satılan lüks apartman dairelerinin %10’undan fazlası Çinli alıcılara gitti. Singapur’da şu anda belirli bir ailenin servetini yönetmek için kurulmuş olan yaklaşık 1.100 tekli aile ofisi var. Bu rakam 2018’de 50’ydi ve bu artışın çoğunun Çinli müşterilerden geldiği tahmin ediliyor.
Kaynak: Yeni Akit Gazetesi
İlk yorum yapan siz olun