İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çin’in çöküş senaryosu mu? : ABD-Çin ticaret görüşmeleri ve fentanil krizinin perde arkası

Mehmet Emin Hazret

10 Mayıs 2025’te, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin ticaret heyetleri, İsviçre’nin Cenevre şehrinde sürpriz bir toplantıyla bir araya geldi.

Görüşmelere ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng başkanlık etti. Ancak bu görüşme yalnızca ekonomik başlıklarla sınırlı değildi. Çin, daha dün “müzakereye gerek yok” diyordu. Peki ne değişti?

En dikkat çeken detay ise Çin Kamu Güvenliği Bakanı Wang Xiaohong’un da heyette yer almasıydı. Bu, sıradan bir ekonomik müzakere değil, daha derin ve siyasi boyutları olan bir kriz yönetimi sinyaliydi.

Fentanil Krizi: Görüşmelerin Gerçek Gündemi

Donald Trump’in eski başkanlık döneminde uygulanan yüksek gümrük tarifeleri, yalnızca ekonomik rekabet nedeniyle değil, fentanil krizine karşı bir misilleme olarak devreye sokulmuştu.

2022 yılında, ABD’de 100 binden fazla insan, Çin’den gelen yasa dışı fentanil nedeniyle hayatını kaybetti.

Çin merkezli kimya şirketleri aracılığıyla bu zehir Meksika kartellerine ulaştırılıyor, oradan ABD şehirlerine yayılıyordu.

Trump, bu tehdit karşısında sadece Çin’e değil, Meksika ve Kanada’ya da sert ticari önlemler uyguladı.  Biden yönetimi bile bu tarifeleri tam anlamıyla kaldıramadı.

Çin’de Ekonomik Alarm Zilleri Çalıyor

ABD’nin sert tarifeleri, Çin’in “dünya fabrikası” modelini vurdu.

Özellikle, oyuncak, mobilya, ev eşyaları ve tüketici elektroniği sektörlerinde binlerce fabrika ya kapandı ya da üretimi azalttı.

Çin’in doğrudan istihdamına büyük katkı sunan bu sektörlerde kitlesel işsizlik büyüyor. Bu işsizlik sadece bir ekonomik sorun değil — Çin Komünist Partisi’nin meşruiyeti için doğrudan bir tehdit.

Fentanil’i Bitireceğiz, Yeter Ki Gümrük Duvarını İndirin

Çin’in güvenlik bakanı Wang Xiaohong’un görüşmede yer alması, bu mesajı veriyor: “Ne pahasına olursa olsun, fentanil üretimini denetim altına alacağız. Yeter ki ticaret normale dönsün.

Bu, Çin’in itiraf etmeden özür dilemesidir. Çünkü Çin ilk defa, ekonomik sıkışmayı aşmak için iç güvenlik elini masaya sürüyor.

“Güçlü Çin” Algısı Çöküyor mu?

Bazı Türkiye merkezli medya organları hâlâ Çin’i “dünyanın yükselen devi” olarak sunmaya devam ediyor. Ancak veriler farklı bir tablo çiziyor:

Çin’in dış borcu: 3.1 trilyon dolar.
“Kuşak ve Yol” üzerinden verdiği yüz milyarlarca dolarlık kredi geri dönmüyor.
Nüfus yaşlanıyor, üretkenlik düşüyor.
Genç işsizliği %20’nin üzerinde.
İç pazar daralıyor, emlak sektörü çökmüş durumda.

Çin, Sovyetler Gibi mi Çökecek?

Bazıları “Sovyetler Birliği ekonomik olarak çökmüştü, Çin’in ekonomisi ise hâlâ güçlü” diyor. Ancak bu benzetme yüzeyde kalıyor.

Gerçek benzerlik: İnsana değer vermeyen rejimler çürümeye mahkûmdur. Sovyetler, kendi halkının sesini bastırarak çöktü. Çin de aynı hatayı yapıyor: İnsanını değersizleştiriyor, toplumu bastırıyor, bilgi akışını engelliyor.

Ve tarihin gösterdiği gibi: “İnsanı hor gören sistemler, mezarını kendi elleriyle kazar.

Sonuç: Yeni Bir Döneme Giriyoruz

Çin’in kamu güvenlik bakanını ekonomik görüşmeye dahil etmesi, aslında sessiz bir paniktir. Çin, artık sadece ekonomik değil, siyasi ve toplumsal krizlerin eşiğindedir.

Bu yazı size sadece bir görüşme masasını değil, küresel düzenin seyrini değiştirecek bir satranç tahtasını gösteriyor.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir