İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çin’de Sessiz Fırtına: Darbeye Doğru mu Gidiliyor?

Mehmet Emin Hazret

2022’de düzenlenen Çin Komünist Partisi’nin 20. Ulusal Kongresi’nden bu yana, Devlet Başkanı Şi jinping , 18 üst düzey generali soruşturdu ve cezalandırdı. Bu isimler arasında 6 orgeneral, 9 korgeneral ve 3 tümgeneral bulunuyor. Yalnızca subay düzeyindeki tutuklamaların sayısı ise yüzleri geçti.

En son olarak, 18 Mayıs 2025’te General He Hongjun (何宏军) ev hapsindeyken intihar etti. Bu gelişme, Çin ordusu içindeki çalkantıların ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi.

Şi Cinping’in iktidara geldiği ilk on yıl içinde 170’ten fazla üst düzey general hakkında soruşturma başlatıldı. Bu sayı, Çin Komünist Partisi’nin 1927’de Kızıl Ordu’yu kurmasından bu yana savaşlarda ve Kültür Devrimi’nde ölen generallerin toplamından daha fazla.

Dikkat çekici bir nokta daha var:
Artık Şi, kendi döneminde terfi ettirdiği generalleri bile tutuklatıyor. Bunlardan bazıları, cezadan kurtulmak için intiharı seçti.

Çin’de Askerî Darbe İhtimali: Gerçek mi, Abartı mı?

Son dönemde Çinli muhalif kaynaklar, Pekin’de Şi Jinping’e karşı bir askerî darbenin yaklaştığı yönünde analizler yayınlamaya başladı. Peki, bu ne kadar gerçekçi?

Çin Komünist Partisi’nin siyasetinde iç mücadele norm haline gelmiştir. Mao Zedong, halef olarak seçtiği Liu Şaoçi ve Lin Biao’yu yok etti. Deng Xiaoping üç genel sekreteri (Hua Guofeng, Hu Yaobang, Zhao Ziyang) görevden aldı. Jiang Zemin, Merkez Askerî Komisyonu’ndaki Yang kardeşleri tasfiye etti.

Bugün Şi jinping, göreve geldiğinden beri 750’den fazla üst düzey yetkiliyi görevden aldı, yargıladı veya susturdu. Parti içindeki çatışmalar bizzat Şi’nin liderliğine yönelmiş durumda.

Yılın ikinci yarısında yapılması beklenen 19. Merkez Komitesi Dördüncü Genel Kurul Toplantısı, bu mücadelede kritik bir dönüm noktası olabilir.

Darbe veya Reform? Çin’de İktidar Değişir mi?

Tarihsel olarak Çin’de iktidar değişimi ya askerî güçle ya da parti içi manevralarla olur. Ama serbest seçimlerle veya demokratik yollarla değil.

Darbe olasılığı tartışılsa da, ben bunun düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyorum.

Diyelim ki Çin Komünist Partisi adını değiştirdi ya da iktidardan çekildi — peki sonra ne olacak?

Sovyet Deneyimi: Bir Ders Niteliğinde

Bu noktada, Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci bize önemli dersler veriyor.

19 Ağustos 1991’de, Boris Yeltsin Moskova’daki parlamento binası önünde bir tankın üstüne çıkarak darbecilere meydan okudu.

150 bin kişi Moskova’da,
250 bin kişi Leningrad’da (şimdiki Sankt-Peterburg),
“Darbeye hayır, demokrasi şimdi!” sloganlarıyla meydanlardaydı.

Sovyet ordusu halka ateş açmayı reddetti.
Yeltsin kazandı ve hemen Komünist Parti’yi yasakladı, mal varlıklarına el koydu.

Ancak bir gecede milyonlarca eski yönetici, “demokrat oldum” diyerek saf değiştirdi.

Derken 1999’da Vladimir Putin başbakan oldu. 2000’de başkanlık koltuğuna oturdu.
Ve çok geçmeden, eski komünist kadrolarla yeniden otoriter bir rejim inşa etti.

Bugün Rusya, muazzam doğal kaynaklara rağmen ekonomik büyüklükte Güney Kore’nin gerisinde.
Çünkü eski rejimin kökleri henüz temizlenemedi.

Çin’in Geleceği: Değişim Gelse Bile…

Eğer bir gün Çin’de iktidar el değiştirirse bile, muhalefetin gücü sınırlı.
Tıpkı Rusya’da olduğu gibi, eski komünist kadrolar bu kez demokrat maskesiyle sahneye çıkacak ve iktidarı sürdürecektir.

Bu nedenle:

Çin halkı,
Uygur toplumu
ve Batı dünyası,
bu gerçeği görmeli ve uzun vadeli stratejiler geliştirmelidir.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir