İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çin’in Uygurlara yönelik sınır ötesi baskı faaliyetleri

Çin yönetimi, 2016 yılında Doğu Türkistan’da Uygurlar ve diğer Türk halklarına karşı toplu gözaltı süreci başlattı. Çin ayrıca bölgeden ayrılıp farklı ülkelerde yaşamak zorunda kalan Uygurlara yönelik baskıcı gözetim politikalarını da sürdürmektedir.

Abdülhalik KARA

Çin, diasporadaki Uygurlar, Tibetliler ve Çinli muhalifler üzerinde baskı kurmak için Batı ülkelerinde gizli polis merkezleri aracılığıyla gizli ikna operasyonları düzenlemekte; Uygurları casus yazılımları aracılığıyla takip etmekte, vatanda kalan aileleri üzerinden tehdit etmekte ve muhbirlik yapmaya zorlamaktadır. Bu tutum, birçok akademisyen tarafından “sınır ötesi baskı” olarak tanımlanmaktadır.

Freedom House raporunda, Çin’in ‘yurt dışında vatandaşlarını en fazla hedef alan’ ülke olduğu ve 2014 yılından bu yana kayda geçen yurt dışı operasyonların yüzde 30’unun Çin tarafından yapıldığı belirtilmiştir. Raporda ayrıca Pekin’in ‘yurt dışında yaşayan Uygurları zorla iade edilmeleri için diğer devletlere baskı yaptığı’ bildirilmiştir.

30 ÜLKEDE 54 GİZLİ POLİS MERKEZİ

İnsan hakları kuruluşu Safeguard Defenders’ın raporuna göre, Batı’da 30 ülkede Çin’in gizli polis sistemine ait 54 merkez tespit edilmiştir. Gerçek sayının bildirilen rakamın beş katından fazla olabileceği de belirtiliyor. Bu polis merkezlerinin ana üslerinin, yurtdışındaki Çinli sivil toplum kuruluşları olduğu ve hatta bazı Çin destekli çevrimiçi gazeteler ile Asya restoranları gibi işletmelerin bile yasadışı polis sistemiyle bağlantılı olduğu belirlenmiştir. Çin hükümeti, bu yasadışı polis ağlarını yurtdışındaki “suç zanlılarını” ülkesine dönmeye “ikna etmek” için kullanmaktadır. Çin devlet medyası da son 12 ayda, Çin ve yurtdışında suç işlediğinden şüphelenilen 230.000 kişinin Çin’e dönmeye “ikna edildiğini” bildirmiştir.

Bazı konsolosluk hizmetleri sunan Çin merkezleri ise, şüphelileri tespit etmek, korkutmak ve Çin’e geri göndermek için çeşitli yasa dışı faaliyetler planlamaktadır. Araştırmacılar, Uygur, Tibet, Hong Konglu gibi tehdit altındaki grupların bu merkezlerin ana hedefleri olduğunu belirtmektedir.

BAZI ÜLKELER HAREKETE GEÇTİ

İspanya’da dokuz yasadışı Çin polis merkezi tespit edildi ve İspanya İçişleri Bakanlığı durumu araştırmaya başladı. İrlanda’daki bir yasadışı Çin polis merkezi de hükümetin dikkatini çekti. ABD, New York’ta Çin’in gizli karakoluna baskın yaparak 2 Çinli ajanını tutukladı ve federal savcılar, 34 Çinli polisin ÇKP’nin ABD’de yaşayan muhaliflerini susturmak ve taciz etmekle suçladı. ABD’de ayrıca altı Çin casus üssü daha tespit edildi.

Çin destekli akademik kurumlar arasında Konfüçyüs Enstitüsü de eleştiriliyor ve bazıları onların Çin’in istihbarat merkezleri olduğunu iddia ediyor. Örneğin, Belçika Vrije Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü Dekanı Song Xinning, Belçika’daki Çin istihbarat teşkilatlarıyla işbirliği yapmakla (casuslukla) suçlanmış ve Belçika’ya girişi yasaklanarak Enstitüdeki çalışma izni iptal edilmiştir.

ÇİN, TÜRKİYE’DE YAŞAYAN UYGURLARI TEHDİT EDİYOR

Çin sınır ötesi baskıları ve espiyonaj faaliyetleri Türkiye’de Uygurlara yönelik daha geniş kapsamlı devam etmektedir. İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi, Türkiye’de ve Birleşik Krallık’ta yaşayan Uygurlar üzerinde bir anket çalışması gerçekleştirdi. Ankete katılan 120’den fazla Uygur Türkü, Çin’in sınır ötesinde kendilerine yönelik tehdit, şantaj ve casusluk yöntemlerini ayrıntılarıyla anlattı.

Anket sonuçlarına göre, Uygurlar farklı Çin gözetim yöntemleriyle karşı karşıya kaldıklarını belirtmektedir. Türkiye’deki Uygurların beşte dördü, Çin polisi veya devlet güvenlik yetkilileri tarafından telefon üzerinden tehdit edildiklerini söylemektedir. Uygurların çoğu, Çin polisi adına diğer Uygurları gözetlemeleri talepleriyle karşılaştığını belirtmektedir. Bunların karşılığında vatanda kalan yakınlarıyla irtibat kurmalarını sağlama vaadi verildiği ifade edilmektedir.

“ÇİN’İN ELİ HER YERE UZANIYOR, GÜVENLİKTE HİSSEDİLMİYORUZ”

İstanbul’da bir berber olan Uygur Türkü Öztürk bir Uygur gencin, kendisinin ve dükkânın fotoğraflarını çektiğini tespit etti. Öztürk, ayrıca gencin telefonunda Çin’de bir güvenlik yetkilisinin daha fazla bilgi talep ettiği ses kayıtlarına da ulaştı. Ses kayıtları arasında ‘İşi bitir’ talimatı da bulunuyordu.

Konuyu aktaran Öztürk “Çin’in eli burada her yere uzandığından güvende hissetmiyorum. Burada herkes birbirinden şüpheleniyor” dedi. Sheffield Üniversitesi’nin araştırma notlarına göre, Öztürk’ün yaşadığı olay, Çin’in baskı politikaları nedeniyle Doğu Türkistan’dan ayrılıp yurt dışında yaşamak zorunda kalan yüz binlerce Uygur’un karşılaştığı olaylardan sadece bir örnek.

Daha önce Yusuf can Emet adlı bir Uygur genç, Çin yönetiminin annesini alıkoyduğunu ve işkence yaparak tehdit ettiğini; bu nedenle Çin adına casusluk yapmak zorunda kaldığını açıklamıştı. Türkiye’de Uygurların arasına girerek onlara dair bilgileri Çin’e sızdırdığını söyleyen Emet, yaptığı şeylerden dolayı vicdan azabı çektiğini ve artık bunu yapmayı bıraktığını ifade etmişti.

“AKSİ TAKDİRDE AİLENİ UNUT”

Şubat ayında İngiltere’de yaşayan bir Uygur Türkü’ne Çin istihbarat polisi tarafından casusluk yapması için para teklif edildi. Bu Uygur’un LBC muhabirine aktardığına göre, Çin istihbarat görevlisi “onun memlekette kalan çocuğunun İngiltere’ye gönderileceği, hapishanede veya toplama kamplarında akrabaları varsa serbest bırakılacağı, annesi ve diğer akrabalarıyla normal iletişim kurmasının sağlanacağı” yönünde vaatte bulundu. Polis ona ayrıca “aksi takdirde aileni unut” şeklinde tehdit etti.

Kanada’da yaşayan ve Çin güvenlik görevlileri tarafından tehdit edilen kişilerin hikayeleri Global News tarafından rapor edildi. Toronto’da yaşayan Uygur Türkü Mehmet Tohti, yıllardır Çin’den tehdit edici telefonlar aldığını anlattı. Tohti, 2016’nın sonlarından beri annesi ve diğer akrabalarıyla iletişimini kaybetti. Onu en rahatsız eden ise Çinli polis memurları tarafından annesi ve diğer aile üyelerinin öldüğünün bildirilmesiydi. Tohti, ÇKP’nin şimdi ona “Devam edersen, sen ve tek kalan kuzenin de aynı kaderi paylaşabilirsiniz!” şeklinde açık bir mesaj gönderdiğine inanıyor.

ÇİN, CASUS YAZILIMLARLA UYGURLARI TAKİP EDİYOR

Çin, batıda gizli polis ağları kurarak, Türkiye’de gençleri muhabirliğe zorlayarak uygulamakta olan sınır ötesi baskılarını bir de casus yazılımları aracılığıyla da yürütmektedir.

Siber güvenlik şirketi Lookout, Çin’in Uygurların hareketlerini ve konuşmalarını takip etmek için casus yazılımları kullandığını tespit etti. Lookout’un yayınladığı araştırma, 2018’den beri Çin devleti destekli bilgisayar korsanlarının çok sayıda Uygurca Android uygulamasına casus yazılım yerleştirdiğini ortaya koydu. Rapor, ayrıca casus yazılımlar sayesinde sadece Doğu Türkistan’daki Uygurların değil, Türkiye dahil dünyanın her yerinde yaşayan Uygurların Çin istihbaratı tarafından takip edildiğini belirtiyor.

Kaynak: Yeni Akit

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir