Mehmet Emin Hazret
“Dünyanın gözü bu kez Çin’in rüzgâr enerjisi yatırımlarında… Ama konu sadece enerji değil. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere’yi resmen uyardı: Çin’in rüzgâr türbinleri, Avrupa’nın elektrik altyapısı için potansiyel bir tehdit olabilir.”
İddiaların odağındaki isim: Çinli enerji devi Ming Yang Energy. Şirket, İskoçya’da büyük bir açık deniz rüzgâr santrali ve 150 milyon sterlinlik bir üretim tesisi kurmayı planlıyor. Ancak bu yatırımlar sadece yeşil enerji ile sınırlı değil gibi.
Uzman Uyarıları:
Uzmanlara göre Çin, rüzgâr türbinleri aracılığıyla Batı’nın enerji altyapısına sızabilir. Türbinlere yerleştirilen arka kapılar ve kontrol sistemleri, ‘dijital saatli bombalara’ dönüşebilir.
Ming Yang’ın kurucusu eski bir asker… Ve yönetiminde yüzlerce emekli subay bulunuyor. Çinli şirketler devlet desteğiyle dev projeleri %20 daha ucuza alabiliyor.
ABD’den Net Uyarı:
ABD’li yetkililer, türbinlerde gözetleme teknolojileri olabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle askeri tesislere yakın bölgelerde kullanılması yüksek risk oluşturuyor.
Benzer durumlar geçmişte güneş panellerinde yaşandı. Çin yapımı bazı sistemlerde uzaktan erişimle şebekeyi çökerten ‘öldürme anahtarları’ bulundu.
Teknik Açıklar ve Güvenlik Riskleri:
Çin menşeli SCADA kontrol sistemlerinde zayıf şifreler, yetersiz fiziksel koruma ve siber güvenlik açıkları ciddi sorunlara yol açabilir.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Çinli hackerların su, doğalgaz, elektrik gibi kritik altyapılara sızdığını doğruladı. Bu sistemlere yerleştirilen ‘uyuyan virüsler’, ileride bir çatışma durumunda devreye alınabilir.
Çin Şirketleri = Devletin Uzantısı mı?
Uzmanlara göre Çin’de devlet ve özel sektör ayrımı yok. Her şirket, Çin Komünist Partisi’nin siyasi hedeflerine hizmet etmek zorunda.
Bu durum, Batı’daki ‘siyaset ile ticaretin ayrı olduğu’ anlayışıyla taban tabana zıt.
Avrupa’da Alarm:
İngiltere, Ming Yang’ın projelerini Ulusal Güvenlik ve Yatırım Yasası çerçevesinde engellemeyi tartışıyor. MI5 ve MI6, rüzgâr türbinleri üzerinden donanma hareketlerinin izlenebileceği ihtimali üzerinde duruyor.
Aynı kaygılar Almanya, Norveç ve Hollanda gibi ülkelerde de paylaşılıyor. Çin’in enerji teknolojisiyle jeopolitik avantaj sağlaması ihtimali göz ardı edilmiyor.
Yenilenebilir enerji bir tehdit mi yoksa fırsat mı? Soru basit, ama yanıt karmaşık. Eğer dijital altyapılar yabancı ülkelerin kontrolüne girerse, mesele artık sadece enerji meselesi olmaktan çıkar.
Güç, artık sadece nükleerde değil… Rüzgârın içinde gizli olabilir.
Siz ne düşünüyorsunuz? Çin’in enerji yatırımları sizce bir siber güvenlik riski mi yoksa küresel rekabette doğal bir adım mı? Yorumlarda görüşlerinizi paylaşmayı unutmayın.
İlk yorum yapan siz olun