İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

BM’de Çin’e, keyfi tutuklanan kişileri derhal serbest bırakma çağrısı yapıldı

BMİHK 57. Oturumu’nda BM’nin Uygur raporunun ikinci yıldönümüne dair ortak bir açıklama sunuldu. Açıklamada, Çin’e keyfi ve haksız yere gözaltına alınan tüm kişileri derhal serbest bırakma çağrısı yapıldı.

BM İnsan Hakları Konseyi’nin 57. Oturumu’nda, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafından hazırlanan Uygurlarla ilgili değerlendirmenin ikinci yıldönümü münasebetiyle 24 Eylül 2024 tarihinde, Avustralya, Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Litvanya, Norveç, İsveç, Birleşik Krallık ve ABD adına, ABD’nin BM Büyükelçisi Michèle Taylor tarafından ortak bir açıklama sunuldu.

Ortak açıklamada OHCHR’nin 2 yıl önceki Değerlendirmesinde, “Uygur ve diğer çoğunluğu Müslüman grupların üyelerinin keyfi ve ayrımcı bir şekilde tutuklanmasının kapsamının, uluslararası suçlar, özellikle insanlığa karşı suçlar teşkil edebileceğinin” tespit edildiğine vurgu yapıldı.

Ortak açıklamada, “Çin’in kendi kayıtlarına büyük ölçüde dayanan Değerlendirme, din ve etnik köken temelinde sistematik olarak müdahaleci gözetim kullanımını; kültürel, dini ve dilsel kimlik ve ifadeye yönelik ağır ve yersiz kısıtlamaları; zorla kürtaj ve kısırlaştırma da dahil olmak üzere işkence ve cinsel ve cinsiyete dayalı şiddeti; zorla kaybetmeleri ve aileleri ayırmayı; ve zorla çalıştırmayı belgelemiştir” ifadeleri yer aldı.

Konuyla ilgilelen İnsan hakları savunucularının çabalarını, zorunlu çalışma ve gözaltı kamplarından sağ kurtulanların gösterdiği cesareti ve mağdur ailelerinin hesap verme çağrısında bulunmalarını takdir eden açıklamada Çin’e haksız yere gözaltına alınan milyonlarca kişinin serbest bırakma çağrısında bulunarak şu ifadeleri kullanıldı:

Çin’i, OHCHR’nin tavsiyelerini uygulaması ve Doğu Türkistan’da keyfi ve haksız yere gözaltına alınan tüm kişilerin derhal serbest bırakılması, kayıp aile üyelerinin akıbetinin ve yerlerinin acilen açıklığa kavuşturulması ve güvenli temas ve yeniden birleşmenin kolaylaştırılması da dahil olmak üzere yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmek için Birleşmiş Milletler ile anlamlı bir şekilde etkileşime girmeye çağırıyoruz.”

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir