İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

BM İnsan Hakları Konseyi oturumunda Uygur soykırımı gündeme getirildi

BM İnsan Hakları Konseyi’nin 58. oturumunda Uygur soykırımı gündeme getirildi. Soykırıma karşı ivedilikle pratik adımlar atılması, soruşturma yürütülmesi ve bu soykırımın önlenmesi talep edildi.

Cenevre’deki BM Genel Merkezi’nde 6 Mart 2025 tarihinde BM İnsan Hakları Konseyi 58. oturumu düzenlendi. Oturumda Uygur soykırımı konusu gündeme getirildi ve BM’nin Uygur soykırımıyla ilgili ivedilikle pratik adımlar atması, soruşturma yürütmesi ve bu soykırımı önlemesi talep edildi.

Bu toplantıda Uluslararası İnsan Hakları Hizmet Örgütü (HEW) Çin İşleri Komitesi üyesi Raphael Viana David söz alarak, BM İnsan Hakları Konseyi’ni Uygur soykırımı konusunda harekete geçmeye çağırdı.

David konuşmasında “Şunu vurgulamak isterim ki, erken harekete geçildiğinde vahşet suçlarının önüne geçilebilir. Aksine, gecikildiğinde, yani bu suçu işleyenlerin cezasız kalması, onların Uygur bölgesindeki bu suçları sürdürmelerine cesaret verir,” ifadelerini kullandı.

Bu toplantıda Küresel Koruma Sorumluluk Merkezi İcra Direktörü Savita Pawnday da Uygur meselesini gündeme getirdi. Pawnday şunları söyledi:

“Bugünkü konu, erken uyarı ile harekete geçme arasındaki boşluğu ortadan kaldırarak koruma sorumluluğunu yerine getirmekle ilgilidir. Soykırım suçları konusunda bizim görüşümüz şudur: Büyük soykırımları incelemek için kullanılan çerçevenin ötesine geçerek, 21. yüzyılda Gazzeliler, Rohingyalar, Yezidiler ve Uygurlara yönelik soykırımın nasıl sistematik olarak gerçekleştirildiğini daha iyi anlamaktır. Bu durumların çoğunda, suçlular geniş çaplı öldürme ve etnik temizlik politikaları uygulamış, soykırımlar belirli bir etnik grubun kimliğini ve kültürünü yok etmeye yönelik gerçekleştirilmiştir. Batı’nın bu soykırımlara karşı tutumunu tek taraflı değerlendiren bazı ülkeler, Rohingyalar, Darfurlular ve Uygurlar gibi Arap olmayan etnik grupların maruz kaldığı zulme sessiz kalmaktadır. Uluslararası hukukun taraflı kullanımı ve çifte standart uygulanması, hukukun itibarına zarar vermektedir. Küresel Koruma Sorumluluk Merkezi’nin dünyayı ‘soykırım, etnik temizlik, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan’ koruma taahhüdü, boş bir söz değil, harekete geçme ilkesidir. Bugün burada söz değil, eylem göstermeliyiz. İnsanları vahşetten korumak kolay bir yol değildir, cesaret gerektirir!”

Uluslararası İnsan Hakları Hizmet Örgütü’nden Raphael David ayrıca, kısa süre önce Tayland’dan Çin’e iade edilen 40 Uygur’un durumunu gündeme getirerek, bunun uluslararası hukuka açıkça aykırı olduğunu vurguladı. David şöyle dedi:

“Uygurlarla ilgili rapor, BM Sözleşme Organları Birleşik Ofisi’ne gönderildi. Bu, Irk Ayrımcılığını Ortadan Kaldırma Komitesi’nin şimdiye kadar BM Sözleşme Organları Birleşik Ofisi’ne sunduğu ilk rapor olup, aynı zamanda önemli bir örnek teşkil etmektedir. Açık ve erken uyarının yanı sıra izleme ve soruşturmanın eksikliği, BM’nin vahşetleri önleme mekanizmasını zayıflatmaktadır.”

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir