İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Biden, Ramazan mesajında Uygurları dile getirdi

ABD Başkanı Joe Biden, Müslümanların Ramazan ayını kutlarken Çin zulmü altında yaşayan Uygurlar ile dayanışma halinde olduklarını ifade etti.

ABD Başkanı Joe Biden 23 Mart 2923 tarihinde, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların kutsal Ramazan ayını kutladı. Kutlama mesajında Biden, ABD ve ortaklarının Çin zulmü altındaki Uygurlarla “dayanışma” içinde olduklarını ifade etti.

Biden yaptığı açıklamada, “Bugün, Jill ve ben, İslam’ın oruç tutma, yenilenme, sadaka, ibadet ve gelişme zamanı olan kutsal Ramazan ayına başlarken ülke ve dünyadaki Müslüman topluluklara en iyi dileklerimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

BİDEN: “UYGURLARLA DAYIANIŞMA HALİNDEYİZ”

Açıklamasından Uygurları da dile getiren Bidan, “Ortaklarımızla birlikte ABD, Çin zulmü altında yaşayan Uygurlar, Burma’daki Rohingyalar dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında zulüm gören Müslüman topluluklarla dayanışma halindedir” şeklinde konuştu.

Türkiye ve Suriye’deki depremzedeler ve Pakistan’daki sel felaketine uğrayan afetzedelere atıfta bulunan Biden, “Bu kutsal tefekkür döneminde ABD, zorluk ve yıkıma maruz kalan Müslüman topluluklara desteğimizi yeniden teyit ediyor” dedi.

DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER YAŞANIYOR?

Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.

Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir