İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Barın katliamının 34. yıl dönümünde Ankara’da anma toplantısı gerçekleşti

Çin’in acımasızca gerçekleştirdiği katliamla sonuçlanan Barın Direnişi’nin 34. yıldönümü münasebetiyle, 5 Şubat 2024 tarihinde Uygur STK’lar Ankara’da anma toplantısı düzenledi.

Çin’in 34 yıl önce Barın’da yaptığı katliamda şehit olan Uygur Türkleri Ankara’da Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı başkanı Dr. Abdulkerim Buğra’nın yaptığı Kuran tilavetinin ardından yapılan duayla anıldı. Toplantıya Siyasi Parti temsilcileri, gazeteciler, STK yöneticileri, akademisyenler, Azerbaycan ve Afganistan’dan önemli misafirler katılım sağladı.

Uygur Akademisi Vakfı, Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı ve Dünya Uygur Kurultayı Vakfı’nın işbirliğinde tertip edilen işbu anma toplantısıda İftar öncesi Prof. Dr. Erkin Emet hocanın Barın Katliamla ilgili konuşmasıyla başladı, o 5 Nisan 1990 tarihinde Kaşgar’ın Barın Kasabasında gerçekleşen Barın Katliamıyla ilgili kısa bilgi verdikten sonra, Uygur Akademisi Genel Sekreteri Abdulhamit Karahan 05 Nisan 1990 Barın Katliamıyla ilgili hazırladıkları Basın Bildirisini okudu ve Doğu Türkistan’ın güncel durumu ve Çin’in İşgal, Asimilasyon ve Soykırım Politikalarından bahsetti.

Ardından, İYİ Partisi Eski Manisa Milletvekili Fahrettin Yokuş söz aldı ve Doğu Türkistan Davasına bütün kesimin sahip çıkması gerektiğini, Çin’in zulmüne karşı herkesin ses çıkararak, Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele etmemiz gerektiğini vurguladı.

Son olarak Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Filiz Yavuz, Türk Ocakları olarak hep Uygur Türklerine destek veregeldiğini, Ankara gibi başkentte Doğu Türkistan ile ilgili neler yapmamız gerektiğini anlattı. Anma toplantısının ardından iftar yemeği verildi.

5 Nisan 1990 Barın Soykırımı Basın Açıklaması      05 Nisan 2024

Çin Komünist rejiminin Doğu Türkistan’da demografik yapıyı değiştirmeye yönelik uyguladığı baskıcı politikalarına karşı 5 Nisan 1990’da Barın kasabasında Uygur halkı bir direniş hareketi başlattı. Bu hareket, Çin’in silahlı müdahalesine tepki olarak bir milli inkılaba dönüştü.

Bu hareket, Barın Ayaklanması veya ardından gelen büyük katliam nedeniyle Barın Katliamı adıyla Uygur halkının mücadele tarihinde önemli bir yer edindi.

1990’lara doğru Çin hükümeti, Doğu Türkistan’da “Aile Planlaması Politikası” adıyla doğum kısıtlamalarını sertleştirdi. Bu; zorla kürtaj, doğumu yaklaşan bebekleri zorla aldırma ve kısırlaştırma gibi uygulamaları da beraberinde getirdi. Bunun yanı sıra, Çinlilerin Doğu Türkistan’a göç etmesi teşvik edildi ve onların bölgeye yerleşmesi için mali ve siyasi destekler sağlandı. Bu politikalar Uygurlar ile Çinliler arasında mevcut eşitsizliğin daha da artmasına neden oldu.

5 Nisan 1990’da bu baskı ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılması talebiyle, Kaşgar’ın Aktu ilçesine bağlı Barın kasabasında belediye binası önüne toplanan Uygur halkı, Çinli jandarma ve askerlerin silahlı müdahalesine maruz kaldı. Bu durum karşısında Barın halkı, Çin silahlı güçlerine karşı direnişe geçti. Bu direniş kısa süre içinde kasaba geneline yayıldı.

Sopa, çapa ve küreklerle donanmış olan direnişçilere karşı, Çin 22 bin 750 silahlı asker, tanklı birlik, helikopter ve uçakları ile saldırdı ve birkaç gün devam eden çatışmalar sırasında, direnişçilerin öncülerinden olan Zeydin Yusuf, İshak Hoşur, Muhammad Turdi ve Muhammad Tursun dâhil binlerce genç şehit düştü. Çin yönetiminin açıklamasına göre ise 170 direnişçi öldürüldü ve 350’ü esir alındı.

Fakat facia, direnişçilerin yok edilmesinin ardından geldi, hıncını alamayan Çin silahlı güçleri, kasaba genelinde büyük çaplı bir katliam gerçekleştirdi. Masum kadın ve çocuklar dâhil binlerce Uygur acımasızca kurşuna dizildi. Kaşgar, Artuş, Aksu ve Hoten illerinden 10 binden fazla genç bu direnişe ilişkilendirilerek tutuklanıp idam edildi ve hapis cezasına çarptırıldı.

Uygur Türklerinin sahip olduğu iman gücüyle, sayıca binlerce kat daha az olmalarına rağmen, işgalci Çin ordusuna karşı yürüttüğü bu Barın direnişi, Doğu Türkistanlıların Çin işgal güçlerine karşı mücadele tarihindeki unutulmaz şanlı sayfalarından biridir.

Barın’daki bu soykırım olalı tam 34 yıl geçmiş olmasına rağmen hala dün olmuş gibi halkımızın hafızasındadır. Çin zulmü günümüzde de artarak devam ederek artık resmen bir bütün Uygur Türkü ulusuna karşı resmen soykırıma dönüşmüştür. Eğer dünya ülkeleri 34 yıl önce Barın katliamına yönelik yeterlik derecede tepki göstermiş ve Çin’e baskı yapmış olsaydı, Çin zulmü bugünkü gibi resmen soykırıma dönüşmemiş olurdu.

Biz dünya ülkelerinin, özellikle Türk hükümeti ve devletinin Barın Katliamında öldürülen kardeşlerimizin hesabını Çin’den sormalarını talep ediyoruz. Çin Doğu Türkistan’daki soykırım cinayeti için yakın zamanda mutlaka hesap vermelidir. Son olarak Şehitlerimize Allah’tan Rahmet Diliyoruz. Ruhları Şad, Mekânları Cennet Olsun!

Uygur Akademisi Vakfı, Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı ve Dünya Uygur Kurultayı Vakfı

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir