Alimcan Turdi:
Akrabalarım Nerede ?
Ben Alimcan Turdi, Doğu Türkistanlıyım, 2013 den beri İstanbul’da yaşıyorum. Ben burada Çin rejimi tarafından gözaltına alınarak toplama kamplarında tutulan ablam Helime Turdi ve ailesi için tanıklık yapmak istiyorum. Ablam Helime Turdi ve eşi Osman Rozi 2018 Mart ayında Ürümçi’de tutuklanarak farklı şehirlerdeki farklı toplama kamplarına gönderilmişler. Sağ taraftaki fotoğraftakiler ise onların çocukları Mubarek Osman & Kemerdin Osman. Mubarek Osman, bayan, 28 yaşında; Kemerdin Osman, Erkek, 23 yaşında. Bu yeğenlerim de 2018 Mart ayında tutuklanmışlar, yani bu aile komple toplama kamplarında tutuluyorlardı. Ama şuan onların nerede olduğu ve hatta yaşayıp yaşamadığına dair hiçbir bilgim yok.
Çin rejimi tarafından gözaltına alınarak toplama kamplarında tutulan, ve sonra yargısız hapse atılan ağabeyim Nurmemet TURDİ, Erkek, 51 Yaşında, beş çocuk babası. 28 Şubat 2017 de gözaltına alınarak toplama kampına götürülmüş, ve Eylül 2018 de yargısız hapse atılmıştı. Ondan sonra hiçbir şekilde haber alamadım, şuan onun toplama kampında veya hapiste olduğu, ve hatta yaşayıp yaşamadığına dair hiçbir bilgim yok.
Arkadaşım Elzat ALİ, Erkek, 27 Yaşında. İstanbul’daki kargo şirketimin çalışanlarından biriydi. 2016 Aralıkta gözaltına alınmış ve 2017 Şubatta hastalık sebebiyle serbest bırakılmıştı, 2017 Eylülde tekrar tutuklanarak toplama kampına götürülmüş. Ondan sonra hiçbir şekilde haber alamadım, şuan onun nerede olduğu ve hatta yaşayıp yaşamadığına dair hiçbir bilgim yok.
Yeğenimin eşi Abdullah AZİZ için de tanıklık yapmak istiyorum. Abdullah Aziz (Abula. Aizezi), Erkek, 47 Yaşında, üç çocuk babası. O, 2017 yılında Doğu Türkistan’ın başkenti olan Ürümçi şehrinin Tanrıdağı ilçesinde gözaltına alınarak toplama kampına götürülmüştü. Doğu Türkistan’daki haberleşme kısıtlamalarından dolayı haber alamıyorum ve takibini yapamıyorum, şuan onun toplama kampında veya hapiste olduğu, ve hatta yaşayıp yaşamadığına dair hiçbir bilgim yok.
Abdullah Aziz Çin Komünist rejiminin zulmüne uğrayan milyonlarca Doğu Türkistanlı kurbanlardan biri. O bilimsever bir aydın ve kendi çabalarıyla kendi işini kurmuş bir girişimci. 2007-2010 yılları arasında Malezya Uluslararası İslam Üniversitesinde yüksek lisans eğitimi görmüş, ve eğitimi tamamlayıp Urumçi’ye döndükten sonra birkaç sene çabalayarak kendi şirketini kurmuştu. Şirketine bağlı bir kütüphanesi de vardı, şirketinin faaliyet kapsamında işleri yürütüyordu, herhangi bir sabıka kaydı bulunmuyordu, suçsuzdu, ama yine de zalim Çin hükümetinin pençesinden kurtulamadı.
Gerçi Abdullah’ın gözaltı nedenini net bilmiyorum, ama Çin hükümetinin Doğu Türkistan’daki aydınlar, dini alimler, cemaat önderleri ve zengin girişimcilere karşı koymuş olduğu tavrından ve onları sebepsiz alıkoyarak toplama kampları ve hatta hapislere atarak cezalandırmasından, Abdullah’ın da aynı nedenlerle aynı kaderi paylaştığını tahmin etmek zor değildir. Nitekim toplama kamplarındaki Doğu Türkistan’ın asıl sahipleri olan Müslüman kardeşlerimizin tamamı suçsuzdur, ancak işgalci zalim Çin rejiminin uyduruk bahaneleriyle kamplarda tutulmaktadır.
Son olarak tüm dünyadaki insan hakları örgütleri, demokratik devletler, hak ve adalet uğruna mücadele vermekte olan tüm sivil topluk kuruluşları ve şahıslara sesleniyorum: Eğer yapmış olduğunuz mücadelede ve haykırdığınız sloganlarda samimi iseniz, diktatörlükte sınır tanımayan işgalci Çin hükümetinin Doğu Türkistan’daki soykırım ve diğer cinayetlerine bakınız, orada insan hakları çiğneniyor, demokrasi ayakaltına alınıyor, masum insanlar katlediliyor, ve çocuklar anne babalarından mahrum bırakılarak Çin komünist rejiminin beyin yıkama operasyonunun kurbanları oluyorlar. Yani, sizlerin korumaya çalıştığınız tüm değerler Çin hükümeti tarafından ayakları altına alınıyor. Bunlara göz yuman ve susanların ileride aynı akıbete kalmaları muhtemeldir, o yüzden diyorum ki, davamıza sahip çıkalım, değerlerimizi koruyalım, susmayalım.
İlk yorum yapan siz olun