İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ABD Meclisi’nde, Uygur kültürü ve yazma eserlerinin korunması tartışıldı

Amerika Devlet Meclisinde “Yazma Eserlerin Korunması: Çin’in Tarihi Çarpıtması ve Kültürü Yok Etmesi” başlıklı tanıklık toplantısı gerçekleşti. Uygur dili, kültürü ve yazma eserlerinin yok edilme tehlikesine odaklanıldı.

Çin’in soykırım politikaları Uygur tarihi, dili, kültürü ve yazma eserleri ciddi tehdit oluşturken, Amerika Devlet Meclisi Çin İşleri Komitesi 6 Aralık 2024 tarihinde bir tanıklık toplantısı düzenleyerek, Uygurlar ve Çin’deki azınlık halklarının yazma eserleri, anadili ve kültürünün korunması meselelerini ele aldı.

“Yazma Eserlerin Korunması: Çin Komünist Partisi’nin Tarihi Çarpıtması ve Kültürü Yok Etmesi” başlıklı toplantıda; Uygur, Tibet, Moğol ve Çin uzmanları ve aktivistler tanıklık konuşması yaptı. Uygur Akademisi başkanı, Rişat Abbas, Çin’in benzersiz bir şekilde yok ettiği Uygur dili, kültürü ve yazma eserlerini koruma meselesinin Uygurlardan bağımsız bir sorun olduğunu ve sürgündeki Uygurların bunu korumak için Amerika’dan daha fazla destek ve ekonomik kaynak gerektirdiğini gösterdi.

Doktor Rişat Abbas toplantıda,”Eğer bugün Uygurları nasıl destekleyebiliriz diye sorarsanız, bunun en kritik cevabı, sürgündeki Uygurları kendimize çekecek programları desteklemek ve onların Uygur dilini ve kimliğini korumalarına yardımcı olmaktır. Bu tür yardımlar Uygurlar için umut sağlar. Bu mevcut durumumuzda oldukça hayati bir meseledir” dedi.

Uygur kültürü ve kimliğini korumaya yardımcı olmanın sadece saf adalet talebi meselesi olmadığını belirten Rişat Abbas: “Bu, Uygur halkı için sadece saf adalet meselesi değil, demokrasi, insan hakları ve özgürlük için mücadele etmek, gelecek nesillere bizim arzu ettiğimiz bir dünyayı bırakmak, ÇKP’nin kötülüğüne ve dünya değerlerine tehdidine izin vermemek, baskıcı rejimlerin güçlenmesine ve özgür dünyanın temellerinin zayıflatılmasına izin vermemek meselesidir,” diye belirtti.

Bu tanıklık toplantısının başkanı, Amerika Devlet Meclisi Çin İşleri Komitesi’nin eş başkanı, Temsilciler Meclisi üyesi Christopher Smith, toplantının açılışında Çin, Uygur, Tibet, Moğol halklarının yazma eserlerini korumanın önemini vurguladı.

Bu tanıklık toplantısı, Çin hükümeti’nin Doğu Türkistan’da Uygurların tarihsel yazma eserlerine, tarihi mimari yapılarına, mezarlıklarına, mahalle kültürüne, diline ve onları Çin’den farklılaştıran tüm özgün özelliklerine zarar verip kolektif hafızalarını silmeye çalıştığı bir dönemde düzenlendi.

Christopher Smith, tanıklık toplantısından sonra özel röportajımızda, Uygur kültürünü korumak için gelecek dönemde Amerika hükümetinden daha fazla çalışma yapmasını ve özellikle Uygurları Çin’in mal ihracatıyla ilişkilendirmesini umut ettiğini söyledi.

Temsilciler Meclisi üyesi, “Tom Lantos İnsan Hakları Komitesi” başkanı James McGovern ÇKP’nın “Çinlileştirme” hareketiyle ilgili, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin ‘Çinlileştirme’ hareketi, birçok azınlığın tarihini ve kimliğini silmeyi, Han kültürünü ve ‘sosyalist çekirdek değerler sistemini’ esas almaktadır… Çin makamlarının uyguladığı ‘vatanseverlik eğitimi’ tüm etnik azınlıkların Çin milletini, Çin kültürünü ve partisini benimsemeye teşvik etmektedir,” dedi.

James McGovern, Pekin’in Çinlileştirme hareketi aracılığıyla temel insan haklarına ve hukuk normlarına aykırı davrandığını vurgulayarak “Herhangi bir hükümet veya devletin azınlıkların dilini yok etmeye çalışması veya onların sembolik yerlerinin adını değiştirmesi ya da geleneklerini sınırlandırması, zorla asimilasyon yapması temel insan haklarına aykırıdır,” dedi.

Toplantısında tanıklık veren Amerika Dışişleri Bakanlığı Yardımcı Bakanı Uzra Ziya, hükümetin insan haklarını en üst düzeyde kesin ve tutarlı bir şekilde gündemde tuttuğunu söyledi. O ayrıca “Bugün burada toplandığımız sırada, Çin Halk Cumhuriyeti Uygur bölgesinde ırkçı soykırıma ve insanlığa karşı suça devam etmektedir; Hong Kong’da temel özgürlükleri yok ederek, Tibetlilerin kültürünü, dinini ve dil kimliğini bastırmaktadır. Ayrıca tüm devlette insan haklarını ayaklar altına almaktadır… Bu rahatsız edici durumda, Amerika hükümeti insan haklarını Çin Halk Cumhuriyeti’nin karşısına en üst düzeyde kesin ve tutarlı bir şekilde koymuştur,” dedi.

Toplantısında ayrıca Hong Kong Çin Üniversitesi Tarih Bölümü Doçenti Rowena He, Hofstra Üniversitesi Hukuk Fakültesi Profesörü Julian Ku, Monlam Tibet Bilgi Teknolojisi Araştırma Merkezi kurucusu, rahip Lobsang Monlam, Güney Moğolistanlı genç aktivist Temulun Togochog gibi kişiler tanıklık vererek, Tibet ve Moğolların anadili ve kültürü üzerindeki baskıları ve Çin Komünist Partisi’nin Çin tarihine ilişkin farklı bakış açılarını nasıl yok ettiğini ele aldılar.

Rişat Abbas, RFA’ya verdiği röportajında Trump hükümetinin Uygur ırkçı soykırımını durdurmasını ve Uygurların kültürü, dili ve kimliğini korumalarına daha fazla yardımcı olmasını umut ettiklerini vurguladı. Abbas ayrıca Uygur Akademisi’nin bundan sonraki hizmetinin önemli noktasının Uygur anadili öğretim araçlarını güçlendirmeye yönelik olacağını bildirdi.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir