İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ABD-Çin ticaret savaşının ilk raundu: sessiz bir mağlubiyet mi?

“Ticaret savaşının ilerleyen aşamalarında, Çin’in bu yalnızlığı derinleştikçe strateji değişikliğine gitmesi kaçınılmaz olabilir. Ancak şimdilik ilk raund, sessiz ama net bir mağlubiyetle Çin hanesine yazıldı.”

Mehmet Emin Hazret

Son yıllarda küresel gündemi meşgul eden en önemli ekonomik çatışmalardan biri olan ABD-Çin Ticaret Savaşı, farklı cephelerde etkilerini hissettirmeye devam ediyor. Türkiye’deki bazı medya organlarında ve sosyal medya platformlarında Çin’in bu savaştan galip çıktığına yönelik haberler sıkça dolaşıma giriyor. Özellikle Çin’in ABD menşeli Boeing uçaklarını iade etmesi ve yeni siparişleri iptal etmesi gibi örnekler, Çin’in bu alanda ABD’yi köşeye sıkıştırdığı şeklinde yorumlanıyor. Çin medyasında yer alan, “Çin dünya çapında saygı kazandı” veya “Trump sonunda anladı: Zorlamanın faydası yok” gibi manşetler bu algıyı pekiştiriyor olabilir. Ancak, veriler ve uluslararası tepkiler farklı bir tabloyu işaret ediyor.

Boeing Krizi: Çin’in Tepkisi, Piyasanın Yorumu

2025 yılı Nisan ayının ortalarında, Çin hükümetinin Boeing’e yönelik radikal bir karar aldığı duyuruldu. Çinli havayolu şirketlerine, yeni Boeing uçaklarını almamaları, mevcut siparişleri iptal etmeleri ve teslim edilen uçakların geri gönderilmesi talimatı verildi. Bu karar doğrultusunda 15 Nisan’da teslim edilmek üzere Çin’e getirilen iki adet Boeing 737 uçağı, Çin tarafından geri çevrildi ve ABD’ye iade edildi.

Bu gelişme, ilk etapta Boeing’in hisse senetlerinde düşüşe neden oldu. Piyasalar bu sert tepkiyi “ABD’ye ekonomik baskı” olarak yorumlarken, Çin’in üstünlük kurduğu algısı güç kazandı. Ancak tablo kısa sürede değişti.

Küresel Talep Dengeleri: Çin’in Boşluğunu Kim Doldurdu?

17 Nisan’da, Rusya, Çin’in iade ettiği Boeing 737 uçaklarını satın almak istediğini resmi olarak duyurdu. Hemen ardından Malezya Havayolları, Çin’in iptal ettiği tüm siparişleri satın almak için başvurdu. Aynı dönemde Hindistan da benzer bir açıklama yaparak Boeing’le yeni anlaşmalara açık olduğunu bildirdi. Böylece Çin’in çekilmesiyle doğan boşluk hızlıca diğer ülkeler tarafından dolduruldu ve Boeing hisseleri yeniden toparlandı.

Bu gelişmeler, Çin’in ekonomik bir baskı aracı olarak kullanmaya çalıştığı bu hamlenin, küresel tedarik zincirleri ve çok uluslu şirketlerin esnek yapısı karşısında yeterince etkili olamadığını gösterdi.

ABD’nin Misillemesi: Ticaret Savaşı Genişliyor

Çin’in agresif tutumu, ABD yönetimini daha kapsamlı bir misillemeye yöneltti. 21 Nisan 2025 tarihinde ABD Ticaret Bakanlığı, Çin ürünlerinin dolaylı olarak ABD pazarına girişini engellemek amacıyla, Çin’e üretim bağı olan Kamboçya, Malezya, Tayland ve Vietnam gibi ülkelere ait güneş paneli ve parçalarına %3521 oranında gümrük vergisi uygulandığını duyurdu. Bu oran, ABD tarihindeki en yüksek gümrük vergilerinden biri olarak kayıtlara geçti.

Bu karar, yalnızca Çin’i değil, Çin’in üretim üssü olarak kullandığı diğer Asya-Pasifik ülkelerini de doğrudan etkiledi. Ticari yaptırımların kapsamı genişledikçe, Çin’in bölgesel ittifak kurma çabaları da zayıflamaya başladı.

Pasifik’te Panik: Çin’le Araya Mesafe Koyma Yarışı

ABD’nin yeni gümrük politikaları, Çin ile yakın ticaret ilişkileri içinde olan Pasifik ülkelerinde endişe yarattı. Kamboçya, Tayland ve Vietnam gibi ülkeler, Çin mallarının kendi limanları üzerinden ABD’ye geçişine dair kontrolleri sıkılaştırdı. Bazı ülkeler transit ticareti sınırlandırmak amacıyla yeni yasa tekliflerini gündeme taşıdı. Bu ülkeler, ABD ile olan ticari ilişkilerini riske atmamak için Çin’den uzaklaşma stratejisi geliştirmeye başladı.

Çin’in Yalnızlığı: Kredi Diplomasisinin Sınırları

Çin’in uzun süredir uyguladığı “kredi diplomasisi” modeli, özellikle gelişmekte olan ülkeleri altyapı projeleri ve ucuz krediler yoluyla kendine bağlamayı hedefliyordu. Ancak ABD’nin bu ülkelere doğrudan ya da dolaylı yaptırım sinyalleri vermesi, Çin’in bu cepheyi de kaybetmesine neden oldu. Gelişmekte olan ülkeler, Çin’e yakın durmanın siyasi ve ekonomik risklerini daha net görmeye başladı.

Sonuç: Çin için Sessiz Bir Yenilgi

ABD-Çin Ticaret Savaşı’nın ilk raundunda, görünürdeki retorik zaferlere rağmen Çin’in ekonomik hamlelerinin uluslararası alanda karşılık bulamadığı bir gerçek. Boeing krizinde olduğu gibi, Çin’in ABD’ye karşı oluşturmak istediği baskı etkili olmadı; aksine ABD, Çin ürünlerinin küresel dolaşımını engelleyecek yeni bir ekonomik duvar örmeye başladı. Çin’in yanına çekmeye çalıştığı ülkeler, kendi ulusal çıkarlarını korumak adına Pekin’den uzaklaştı.

Bu raundun sonunda, ABD ekonomik gücünü pekiştirirken, Çin beklemediği ölçüde yalnızlaştı. Ticaret savaşının ilerleyen aşamalarında, Çin’in bu yalnızlığı derinleştikçe strateji değişikliğine gitmesi kaçınılmaz olabilir. Ancak şimdilik ilk raund, sessiz ama net bir mağlubiyetle Çin hanesine yazıldı.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir