USCRI, Doğu Türkistan ve Çin’de Uygurlara yönelik sistematik zorla çalıştırmayı vurgulayarak tekstil, gıda, güneş enerjisi ve metal sektörlerini etkilediğini belirtti ve ABD ile uluslararası toplumu denetimi güçlendirmeye ve mağdurları korumaya çağırdı.
Mülteciler ve Göçmenler için ABD Komitesi (USCRI), 3 Eylül 2025’te “Made in China: Forced Labor and the Uyghur People” (Çin Malı: Zorla Çalıştırma ve Uygur Halkı) başlıklı yeni bir rapor yayımladı. Raporda Doğu Türkistan’da (Çin’de “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” olarak adlandırılıyor) ve Çin genelinde Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıkları hedef alan devam eden zorla çalıştırma uygulamaları öne çıkarılıyor.
Rapor, keyfi gözaltı, gözetim, zorla asimilasyon ve zoraki işgücü transferlerini içeren bir baskı sistemini detaylandırıyor. ABD hükümeti bu uygulamaları soykırım ve insanlığa karşı suçlar olarak tanımlamış durumda. Uluslararası inceleme ve yaptırım çabalarına rağmen, USCRI zorla çalıştırmanın Çin’in devlet politikalarına ve küresel tedarik zincirlerine derinlemesine yerleşmiş olduğunu vurguluyor.
Temel Sektörlerde Zorla Çalıştırma
Rapora göre, 2017’den bu yana Çin makamları milyonlarca Uygur ve diğer Türk Müslümanı sözde “mesleki eğitim merkezlerinde” gözaltına aldı. Tanıklar ve hayatta kalanlar bu yerleri toplama kampları olarak tanımlıyor. Tutuklulara ideolojik telkinler uygulanıyor, dini özgürlükleri kısıtlanıyor ve zorla çalışmaya yönlendiriliyor.
Zorla çalıştırma birçok sektörde belgelenmiş durumda:
- Pamuk ve tekstil: Doğu Türkistan dünya pamuğunun %20’sini üretiyor.
- Gıda işleme: Doğu Türkistan’dan domates salçası dünya çapında ihraç ediliyor.
- Güneş enerjisi: Doğu Türkistan’dan elde edilen polisilikon küresel güneş paneli üretimini besliyor.
- Metaller ve inşaat: Alüminyum, çelik ve PVC uluslararası pazarlara sağlanıyor.
- Elektronik: Uygur işçiler, zorlayıcı programlar kapsamında ülke geneline transfer ediliyor.
İşçiler çoğunlukla binlerce kilometre uzağa gözetim altında götürülüyor, ailelerinden koparılıyor, baskı ve istismara maruz bırakılıyor.
UFLPA Uygulaması ve Etkisi
Rapor, 2021’de yasalaşan Uygurları Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası’nın (UFLPA) rolünü vurguluyor. Bu yasa, Doğu Türkistan’dan gelen tüm malların zorla çalıştırmayla bağlantılı olduğu varsayımına dayanıyor; ithalatçıların aksi yönde “açık ve ikna edici kanıt” sunmaları gerekiyor.
2022’de yürürlüğe girmesinden bu yana ABD Gümrük ve Sınır Koruma kurumu, toplam değeri 3,7 milyar doları aşan 16.700’den fazla sevkiyatı alıkoydu. UFLPA Varlık Listesi artık tarım, madencilik, kimya ve imalat sektörlerinde 144 şirketi kapsıyor. Öncelikli sektörler pamuk, domates ve polisilikonun ötesine geçerek alüminyum, çelik, lityum, bakır, otomobil parçaları, elektronik, dronlar ve daha fazlasını içeriyor.
İlerlemelere rağmen sorunlar sürüyor. Hammaddelerin karıştırılması, üçüncü ülkeler üzerinden kaçakçılık ve küresel standartlarda uyum eksikliği doğrulamayı zorlaştırıyor. Raporda ayrıca mağdurlara yönelik destek ve korumanın hâlâ yetersiz olduğu vurgulanıyor.
Temel Öneriler
USCRI şu çağrılarda bulunuyor:
- Karıştırılmış hammaddeler ve üçüncü ülke yollarına karşı denetimi sıkılaştırmak.
- AB, İngiltere, Kanada, Meksika ve Avustralya ile uluslararası koordinasyonu sağlamak.
- Hayatta kalanları desteklemek, Uygur diasporası için hizmetler sunmak.
- Yasama adımları atmak, 2025 Uygur Politika Yasası ve “Uygur Zorla Çalıştırmaya Dolar Yok” Yasası’nı geçirmek.
- Şirketlerin tedarik zincirlerini hammadde seviyesine kadar incelemesi, Doğu Türkistan bağlantılı tedarikten çıkması ve etkisiz sosyal denetimlerden kaçınması.
- Sivil toplumun ihlalleri belgelemesi ve Uygur hayatta kalanların sesini yükseltmesi.
Rapor şu sonuca varıyor:
“Yaptırımlar milyarlarca dolarlık ticareti sekteye uğrattı, ancak Uygurları etkileyen zorla çalıştırma devam ediyor. Açıkları kapatmak, küresel standartları uyumlu hale getirmek ve hayatta kalanların korunmasını merkeze almak, Uygur halkına zarar vermeyi sürdüren bu baskı sistemini ortadan kaldırmak için hayati önem taşıyor.”