Dilek Yılmaz
-“Kimse, görmek istemeyenler kadar kör değildir.” demiş İbn-i Sina…
Gerçekten de görmek istemeyene gösteremiyoruz Doğu Türkistan gerçeğini. Bir grup var, bu grubun da bir medyası. Biz Doğu Türkistan dedikçe konuyu bambaşka yerlere çekiyor hatta bizi ajanlıkla suçluyorlar.
Biz “Ata topraklarımız işgal altında, soydaşlarımızın hürriyetleri ellerinden alındı, türlü işkencelerle soyları kırılıyor, Doğu Türkistan’da Türk bırakmak istemiyorlar.” diyoruz, onlar kalkıp Doğu Türkistan Türklerini PKK’lı teröristlerle bir tutma cüretini gösteriyorlar. Çin’i aklayıp Doğu Türkistan Türklerini karalıyorlar. “E onlar da isyan etmesin, teslim olsun, durumu kabullensin o zaman” diyen mi ararsın; “Olayı abartıyorsunuz, uyduruyorsunuz, Çin-Türkiye ilişkilerini bozmaya çalışıyorsunuz. Kime hizmet ediyorsunuz, ajan mısınız siz?” diyen mi ararsın; devlet kurmak için Türkiye’den toprak isteyen içimizdeki bir kısım ayrılıkçı teröristler ile Doğu Türkistanlıları bir tutup olayı, sanki Doğu Türkistan Türkleri de Çin’in topraklarında kendilerine bir devlet kurmak istiyorlarmış gibi anlayıp, algı yanılmasına düşen, “Doğu Türkistan’ın Kürdistan’dan farkı yok.” diyen mi ararsın; “ABD’nin oyununa gelmeyin, Türk oyuna gelmez” diyen mi…
Çin’e Aferin mi Diyecektik?!
Türk oyuna gelmez diyorlar, peki oyunu bozmak için Çin’e ‘AFERİN!’ mi diyecektik?! ABD karşıtı olmak istiyorsan yine ol. Ancak, ABD karşıtı olacağım diye Çin’den yana olmak mı gerek? Kaçırdıkları bir nokta var! ‘PKK’lı teröristler ve destekçileri’ şehir kanları ile sulanmış yüzlerce yıldır Türk toprağı, Türk vatanı olan toprakları Türkiye Cumhuriyeti’nden koparmaya çalışıyorlar… Doğu Türkistan Türkleri ise kendi vatanlarını, öz topraklarını Çinlilerin işgalinden kurtarmak istiyor. Kendi yurtlarını geri istiyorlar. Bu ikisi çok çok farklıdır. Doğu Türkistanlılar dillerini konuşamıyor. Dinini, kültürünü, geleneğini yaşayamıyor. Ülke dışına çıkmak hatta şehir değiştirmek bile pek güç. Sokaklar Çinli polislerle dolu. Doğu Türkistanlı tanıklardan bir kadın röportajında şöyle diyor: “O kadar sık kimlik kontrolü yapılıyor ki sokakta, kimliğimizi cebimize koymaya fırsat bulamıyoruz.” Türklerin DNA’ları kopyalanıyor. Türk çocuklarının organları alınıp satılıyor. Toplama kamplarında Türklerin inançlarına, kültürlerine, kişiliklerine, kimliklerine hakaret ediliyor, ateist bir toplum olmaya itiliyorlar.
Çinliler Türklerle Alay Ediyorlar
“Çin, Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmalı” diyen bakanlarımız var. Peki Çinlilerin sosyal medya hesaplarında biz Türklerle alay ettiğini biliyor muydunuz? Katıldığım Doğu Türkistan konulu bir söyleşide Doğu Türkistanlı bir akademisyen sunumunda değindi bu konuya. Kanıtlarıyla, örnekleriyle gösterdi ve açıkladı konuklara. Çinliler özet olarak diyorlar ki; “Türkler Uygurlarla aynı soydan olduklarını söyleyip duruyorlar. Peki Türkiye, Uygurların topraklarını işgal eden Çin ile nasıl oluyor da ekonomik anlaşma yapıyor?” Çinli bile Türk’ün tavrına şaşırmış.
Tüm bunlara rağmen geçtiğimiz günlerde NTV’de, soydaşlarımızla ilgili “Unutulmuş Bir Halk; Uygurlar” dosyası yayınlandı. Yayında Çin’in asimilasyon politikalarından, Türk topraklarına sürekli Çinli göçleri yapılarak demografik yapının değiştirilmek istendiğinden, Doğu Türkistan Türklerinin günlük yaşamlarında ne tür zorluklar yaşadıklarından, toplama kamplarındaki Türklere yapılan işkencelerden söz edildi. Ayrıca tanıkların röportajlarına yer verildi. Yapımcıları, yayıncıları, emek verenleri duyarsız kalmadıkları için kutlamak gerek.
Doğu Türkistan Milli Meclisi Kuruldu
28 Eylül-1 Ekim 2018 tarihleri arasında Fransa’nın Paris şehrinde önemli gelişmeler yaşandı. 20 ülkeden 15 teşkilat ve 200’ün üzerinde delegenin oy birliğiyle hem Doğu Türkistan Bağımsızlık Teşkilatı hem Doğu Türkistan Milli Meclisi kuruldu. Doğu Türkistan konusunda siyasi faaliyetlerin yürütüleceği Doğu Türkistan Milli Meclisi başkanlığına Seyit Tümtürk seçildi. Kendisini tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.
İllerimizde düzenlenen yürüyüşlerde Doğu Türkistan Türkleriyle Türkiye Türklerini omuz omuza görmek bizi geleceğe dair umutlandırıyor. Halk olarak soydaşlarımızın yanında olduğumuzu göstermemiz güzel bir gelişme. Konu ile ilgili halkımız her geçen gün biraz daha bilinçleniyor. Ancak biz istiyoruz ki Doğu Türkistan gündemi oluşturulsun. Ulusal kanallarda Doğu Türkistan konuşulsun. Ulusal gazeteler de yazsın bu insanlık dışı zulmü. Hep bir ağızdan Türkiye olarak Doğu Türkistan’da zulüm var diyebilelim! Unutmayalım ki soydaşını değil, soydaşının düşmanını savunan mankurttur…
Tanrı Türk’ü Korusun!..
Kaynak: Yeniden Millî Mücadele Gazetesi, Sayı:592