İngiltere’de iktidardaki Muhafazakâr Parti liderliği için Liz Truss ile yarışan Rishi Sunak, başbakan olması durumunda “Dünyanın güvenliği ve refahı için en büyük tehdit” diye tanımladığı Çin’e karşı izleyeceği politikalarını açıkladı.
Yazı etiketleri “Eğitim Kampı”
Çin, kirli oyununa alet etmek için bir grup gazeteciyi Doğu Türkistan'a davet etti. Sorulara, işkenceyle ezberletilen cevaplar geldi. Ancak vahşete şahitlik edince konuşulması yasak olan esirlerle konuşan Arnavut araştırmacı gerçekleri dünyaya duyurdu. Kirli oyunu deşifre edip Pekin’i kendi silahıyla vurdu.
Çin Takibatı Kazan Tatarlarını da Hedef Alıyor! / Türkiye’ye Seyahat Ceza Sebebi! / Toplama Kamplarına Alınan Tatarların İsimleri ... / Çin Takibatı Hedef Ayırt Etmiyor / Yetkililer Hesap Soracak Mı?
sivil toplum kuruluşları, Çin'in Doğu Türkistan'da yaptığı ihlalleri araştırması için bir BM soruşturma komisyonu oluşturulması çağrısında bulundu. söz konusu komisyona özellikle Müslüman ve Avrupa ülkelerinin öncülük etmesini istedi.
25 Şubat'ta Cenevre'de toplanacak BM İnsan Hakları Konseyi'nin bir karar alarak Doğu Türkistan'a uluslararası bir keşif heyeti göndermesini talep etti.
Sadece Türkiye’de değil, İslam dünyasının neredeyse her tarafında bir sessizlik var Doğu Türkistan konusunda. Hatta buradaki insanlarla çok yakın münasebet içinde olan akraba toplulukların yaşadığı ve “Batı Türkistan” diye anılan bölgede bile.
İslam dünyasının geri kalanında Doğu Türkistan konusunda bir hassasiyetin görülmemesinde en büyük sebep herkesin “küresel ekonomik güç” konumunda bulunan Çin’le iyi geçinmek peşinde olması elbette.
Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm mazlumların yegane umududur. Başta Doğu Türkistan olmak üzere nerede mazlum varsa Türkiye’yi umut olarak görmüştür. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bu umudun merkezindedir.” dedi.
Doğu Türkistan, dünyanın ve Türkiye’nin görmezden geldiği yahut görmezden gelinmese de siyasi çıkarların gereği göz ardı edilerek feda edilen bir gerçek olarak ortada kalmış bir mesele, dinî, millî ve kültürel köklerinden kopartılmak istenen ve gözlerini açtığı andan itibaren “Sincanlı” olduğuna inandırılmaya çalışılan tutsaklar ülkesidir.
Doğu Türkistan'da tutuklanan ve gözden kaybolan insan sayısı günden güne artıyor... ... Geçmişte okul, hastane ya da kamu binası olarak hizmet veren bir çok bina da küçük kamplara dönüştürüldü.... ... Tanıklar: "Sorgulama sırasında ağır işkence gördük, ufacık hücrelerde çok sayıda insan bir arada tutulduk ve kimilerini intihara sürükleyen Komünist Parti rejiminin acımasız uygulamalarına maruz kaldık." ... ... Camiler artık bomboş kalıyor. Çünkü camiye gelenler kayda alınıyor ve fişleniyor.
Bu yazıda Çin yetkililerinin açıklamalarına çok yer verilmiştir. Doğu Türkistan konuları, Türkiye'deki Çin yanlıları tarafından hep yalanlanırken Çin yetkilileri bile farklı biçimlerde anlatarak kabul etmek zorunda kalmıştır.
Çin devlet televizyonu yeniden eğitim kamplarından öğrencilerin Çince öğrendiğini, meslek edindiklerini, spor ve dans yapmayı öğrendiklerini iddia etti. Ancak bir Eğitim Kampı Müdürünün eğitime katkısı olacağını düşündüğü için 2 bin 68 polis jopu, 550 adet elektrikli jop, bin 367 çift kelepçe, 2 bin 792 kutu biber gazı aldığı belirtildi.
Çin’in Uygurlara her türlü işkenceyi yaptığı insanlık dışı toplama kampları dünyanın diğer ucunda Filistinlilere kan kusturan İsrail’e model oldu. İsrailli siyasetçiler Pekin’in uygulamasını ‘örnek’ gösterip aynı politikanın Filistin’de Müslümanlara karşı yürütülmesi için çağrı yaptı.
Doğu Türkistan’da ebeveynleri tutuklanan aileler çok yaygındır. Sadece lop ilçesinde “çifte tutuklu” olan ailelerden yaklaşık 2000 çocuk, Çinlileştirme amacıyla özel kurulmuş olan kreş ve anaokullarına yerleştirilmiştir. Tamamıyla kapalı ortamda yaşıyorlar. dışarı çıkamazlar, ebevynlerini göremezler.
Çin'in Mesleki Eğitim Merkezleri oalarak yutturmaya çalıştığı Ceza Kampları tarafından satın alınanlar: polis üniforması, kalkan, kask gibi polis malzemeleri ve taşer, şok tabancası, gürz, cop, göz yaşartıcı gaz, biber gazları gibi işkence araçları... Satın alma planında hatta işkence sandalyesi de bulunuyor.
Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur ve Kazak Müslümanlara dönük sistematik işkence ve asimilasyon politikaları karşısında sessiz kalmak bu uygulamaları onaylamak anlamına gelir. Zulüm gören bir halkın yanında yer almak insanım diyen herkesin birinci vazifesidir.
Bir kavmi öldürmeden yok etmek çok pahalıdır, ancak Pekin bu bedeli ödemeye istekli görünüyor. Doğu Türkistanda dehşetleri devam etmektedir. Milyonlarca insan kamplarda tutuklu bulunmaktadır. Her aileye memur yerleştirilmiştir. kontrol noktaları yaygın, her cihaza casus yazılımları yüklenmiştir.