Müslüman ülkelerden din alimleri ve gazetecilerden oluşan bir heyet, Çin’in davetiyle Doğu Türkistan’ı ziyaret etti. Çin, planlı bir şekilde hazırlanan ortamları gezdirerek, heyeti Uygur soykırımını inkar etmek için propaganda aracı olarak kullanıyor.
Çin devlet medyasına göre, Batı Asya ve Güney Afrika ülkelerinden gelen bir ziyaretçi heyet daha, Çin rejiminin daveti üzerine Kasım ayının başında Doğu Türkistan’ı ziyaret etti. Heyet, bölgenin üst düzey yetkilileri tarafından özel olarak karşılandı.
Haberlere göre bu grubun üyeleri ondan fazla Müslüman ülkeden (Suriye, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Cezayir, Suudi Arabistan, Irak, Umman, Filistin, Katar, Kuveyt, Lübnan, Mısır, Fas ve diğerleri) gelen din alimleri ve gazetecilerden oluşuyor.
Uygur Soykırımının varlığını inkâr etmek için gazeteciler, politikacılar ve akademisyenler gibi seçilmiş grupları Doğu Türkistan’a davet etmek, şüphesiz Çin rejiminin kullandığı en etkili propaganda taktiklerinden biridir. “İslam ülkelerinin temsilcileri” adı altında Uygur bölgesini ziyaret etmek ve Çin’in çıkarları için konuşmak bu tür heyetlerin bilinen özellikleridir.
Pekin yönetimi, 2017 yılında uluslararası kamuoyunun gündemine gelen Uygur Soykırımı’ndan önce de İslam dünyasına yönelik kapsamlı propaganda davetleri gerçekleştiriyordu. Bu ziyaretler, delegeleri İslam dünyasını kandırmak için propaganda aracı olarak kullanmak üzere organize ediliyordu.
Buradaki Batı Asya ve Güney Afrika ülkeleri aslında İslam dünyasının çekirdeği olan Orta Doğu’yu, Müslüman Arap ülkelerini ifade etmektedir. Çin daha önce de Güneydoğu Asya’daki Müslüman ülkelerden bu tür temsilciler organize etmişti. Bir dahaki sefere ziyaret heyetini başka bir alandan oluşturabilir. Çin’in buradaki asıl amacı tüm İslam dünyasının Uygurlara sahip çıkmasını engellemek, Müslümanlara Doğu Türkistan ve Uygurlar hakkında yanlış bilgiler yaymak ve İslam dünyasının gözünü boyamaktır.
Çin neden bu tür ziyaretler düzenliyor? Çin’in bu tür ziyaretleri düzenlemekteki amacı genel olarak iki noktada özetlenebilir. Birincisi Çin, Uygur soykırımı ile ilgili haberlerin “Batı’nın Çin’i itibarsızlaştırmak için yürüttüğü bir propaganda saldırısı…” olduğuna inandırarak İslam dünyasını kandırmak ve bu şekilde İslam dünyasını kendi yanında tutmak istiyor.
Gerçekte ise Çin rejimi yıllardır Doğu Türkistan’da İslam’a ve Müslümanlara savaş açmış durumda. Çin’in Uygur Müslümanlarına yönelik zulmü birçok Batılı ülke tarafından soykırım ve insanlığa karşı suç olarak kabul edildi. Şu anda dünya basınında bu konuda dağ gibi kanıt var ve Çin rejimi muazzam propaganda çabalarına rağmen bunu örtbas edemiyor veya inkâr edemiyor.
İkinci olarak, bu sözde “Müslüman temsilcilerin” ağzından Çin, Uygurlara yönelik baskı ve soykırımını inkâr etmek istiyor. Daha açık bir ifadeyle, Çin dünyanın önüne şu soruyu atmak istiyor: Eğer Uygurlar gerçekten soykırım altındaysa, o zaman neden Müslüman ülkeler değil de Batılı ülkeler buna karşı çıkıyor?
Çin, Müslüman alimlerin ve gazetecilerin ağzından Uygur soykırımını inkâr ederek bir taşla iki kuş vurabileceğini (Müslüman dünyasının gözünü boyayabileceğini ve Batı’nın söylemlerini itibarsızlaştırabileceğini) çok iyi biliyor.
Çin’in 70 yıldır İslam dünyasına benzer bir propaganda yürüttüğü bir gerçektir. Uygur Müslümanlarının İslam dünyasında seslerini duyuramamalarının temel nedenlerinden biri, bir dereceye kadar Çin’in uzun süren propaganda kampanyasının Müslümanlar arasında yarattığı derin etkiyle ilgilidir. Dolayısıyla bu tür dezenformasyon eylemlerinin belirli sonuçları olmayacağı söylenemez. Ancak güneş balçıkla sıvanmaz. Çin’in Doğu Türkistan’da İslam’a ve Müslümanlara yönelik düşmanlığı yakında tüm dünya Müslümanlarının gözleri önüne serilecektir.