Uygur teşkilatları, Doğu Türkistan’da insanlığa karşı işlenen suçları doğrulayan BM raporunun üçüncü yıldönümünde, süregelen soykırım ve hesap verilebilirlik eksikliğine dikkat çekerek acil küresel eylem çağrısında bulundu.
31 Ağustos 2025’te Uygur Hareketi (CFU), Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin (OHCHR) Doğu Türkistan’daki ihlalleri değerlendiren tarihi raporunun üçüncü yıldönümü vesilesiyle acil uluslararası eylem çağrısında bulundu. Raporda Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) işlediği suçların “uluslararası suç, özellikle insanlığa karşı suç teşkil edebileceği” sonucuna varılmıştı.
CFU, raporun önerilerine rağmen Pekin’in bunları görmezden gelmekle kalmayıp, bölgedeki Uygurlara ve diğer Türk halklarına yönelik baskıyı artırdığını vurguladı. Örgüt, yıldönümünün hem hesap verebilirlik ihtiyacını hem de uluslararası toplumun hareketsizliğinin tehlikelerini gözler önüne serdiğini belirtti.
2022’de yayımlanan OHCHR değerlendirmesi, keyfi toplu gözaltılar, işkence, cinsel şiddet ve kültürel silme gibi Doğu Türkistan’daki ihlallerin boyutunu kabul eden ilk BM raporu olmuştu. CFU, Pekin’in o tarihten bu yana baskıyı genişlettiğine dikkat çekti. Sadece birkaç hafta önce BM İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, Çin’de tutuklu aktivistlere, arasında Uygur akademisyen İlham Tohti’nin de bulunduğu kişilere yönelik işkence, tıbbi bakımın reddi ve zorla kaybettirmeler konusundaki uyarısını yinelemişti.
Son bulgular endişeleri daha da güçlendirdi. 2025’te ABD Holokost Anma Müzesi tarafından yayımlanan bir rapor, zorla çalıştırma, ailelerin ayrılması, yatılı okullar ve doğum önleme önlemleri gibi devlet politikalarının devam ettiğini veya genişlediğini ortaya koydu. Çin araştırmacısı Dr. Adrian Zenz’in çalışmaları, 2001–2021 arasında Uygur bölgesinde arazi devrinin yaklaşık 50 kat arttığını, etnik çiftçilerin topraklarını bırakmaya ve devlet kontrolündeki iş gücüne katılmaya zorlandığını gösterdi.
CFU Kurucusu ve İcra Direktörü Rushan Abbas, “Uygur aileleri için üç yıl geçti; ne rahatlama, ne adalet, ne de cevap—yalnızca artan baskı,” dedi. O, ayrıca “Hareketsizliğin her yılı rejimi cesaretlendiriyor ve mağdurların acısını derinleştiriyor. Birleşmiş Milletler, yüzeysel girişimlerin ötesine geçmeli ve OHCHR’nin önerilerini uygulayarak Uygurlara karşı işlenen insanlığa karşı suçları sona erdirmelidir,” ifadelerinde bulundu.
Yıldönümünü anarken, CFU ÇKP baskısı mağdurlarına olan dayanışmasını yeniden teyit etti ve dünya liderlerini, BM raporunun yalnızca tarihsel bir belge değil, adalet, hesap verebilirlik ve insan haklarının korunması için bir katalizör olmasını sağlamaya çağırdı.





İlk yorum yapan siz olun