İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Uygur’un kayıp çocukları ve hikayeleri

Çinli yetkililer, Uygur Türklerinin çocuklarını Batı Sincan bölgesi boyunca devlet yönetiminde bir yetimhaneye yerleştiriyor, asimile ediyor… Aileler ise ya ‘yeniden eğitim merkezlerinde’ ya da hapishanelerde…

Çinli yetkililer, 1 milyon yetişkini kamplara gönderirken, Uygurlar ve diğer etnik azınlıkların çocuklarını, Batı Sincan bölgesi boyunca devlet tarafından yönetilen yetimhaneye yerleştiriyorlar.

Aslında yetimhaneler, Pekin’in Sincan’daki genç Müslümanları ailelerinden ve kültürlerinden sistematik olarak uzaklaştırma çabalarının en son örneği.

Uygur Türkleri ise bu tür çabaların etnik kimliğini silmesinden korkuyor…

Associated Press İstanbul’da Kurban Bayramı zamanı birçok Uygur ailesi ile konuştu. Her evde tablolar, ev yapımı erişte, taze kesilmiş et ve geleneksel Sincan yemekleri anında göze çarpıyordu.

Fakat tutuklanmaktan kaçınmak için Çin’den kaçan Uygur Türkleri’nin ilk söylediği, geride bıraktıkları çocukların keskin bir şekilde yokluğu… Hala Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yakınları olanlar bu sebeple isimlerinin paylaşılmasını istemedi.

O kişilerden birisi güneydeki Sincan şehri Hotan’da kendi sağlık kliniğini işleten Aziz’di… 37 yaşındaki cerrah olan Aziz, yeni bir araba almak için yoldayken yerel polis karakolundan derhal yetkili makamlara rapor vermesi için bir çağrı aldı.

Aziz’in komşularının yarısından fazlası yeniden eğitim merkezlerine ya da hapishanelere götürüldüğünden, Aziz’de onların başına gelenin kendisine gelmesini istemedi… Telefonu kapatıp doğrudan havaalanına gitti. Kendi karısına bile haber vermedi. Çünkü onunla iletişim kuran herkesin yakalanabileceğinden endişe etti.

Son yıllarda Çin’den kaçan çoğu Uygur Türkü gibi, Aziz de siyasi durumların sakinleşmesini beklemek zorunda olduğunu düşündü. 1 yıldan fazla zaman geçti, hala beklemeye devam ediyor.

Geride bıraktığı karısı ve 4 çocuğu için ise “Onları kaybedene kadar onların her şeyim olduğunu bilmiyordum” dedi…

Mağdurlardan belki de en dikkat çekeni ise Gülzar Seley ve çocuğu… İdris’in karısı Gülzar Seley, ölmekte olan annesini görmek için İstanbul’dan Sincan’a gitmek üzereydiler.

İdris, Uygurlara yapılanları bildiğinden karısının gitmemesi için yalvardığını anlatıyor. Ancak zaten babasının ölümünde bile yanında olamayan Gülzar, annesinde de aynısını yaşamak istemedi ve Sincan’a gitti. Gülzar, işin bu boyuta varacağını tahmin dahi edemeyeceğini söylüyor.

Gülzar, Urumçi havaalanına inişte gözaltına alındı ve memleketi Karamay’a götürüldü. Birkaç gün sonra serbest bırakılmasına rağmen, polis gittiği her yere onu takip etti.

Gülzar, Çin’e dönüşünden bir ay sonra ortadan kayboldu. İdris, daha sonra, onun hapishaneye gönderildiğini ve oğlunun onunla hapishanede olduğunu öğrendi.

İdris ise onların geri döneceği ve ailesine tekrar kavuşacağı günü bekliyor…

***

KAYNAK: CNNTÜRK

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir