İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Toplama kamplarına alınan Uygur Türkleri için hangi ülke ne dedi, ne yaptı?

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı bağımsız insan hakları grupları ağustos ayında Çin’in yaklaşık 1 milyon Uygur Türkü’nü toplama kamplarına kapattığını raporlarıyla ortaya koydular. Kısa süre sonra Doğu Türkistan’daki kamplardan havadan ve karadan çekilen görüntüler ile kamplardan kaçmayı başaranların ifadeleri bu raporları doğrulamıştı. Olayın gün yüzüne çıkmasından hemen sonra Çin’e yönelik özellikle batı ülkelerinden insan hakları eleştirileri yapılmaya başlandı. Birçok ülke söz konusu kampların kapatılması için Pekin’e çağrıda bulundu. Hangi ülke lideri Uygur Türkleri için ne dedi ve somut olarak ne yaptı?

Kanada

Kanada Başbakanı Justin Trudeau Çin’e Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlalinden vazgeçmesi çağrısında bulundu. Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland bizzat Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşerek ‘toplama kampları’ konusunu gündeme getirdi. Chrystia Freeland bu görüşmeyle ilgili olarak, “Bizim gibi özgürlüğe sahip olanların, olmayan insanlar için ayağa kalma zorunluluğu var.” dedi.

ABD

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Uygur Türklerinin maruz kaldığı muameleyi en sert şekilde protesto eden ülke oldu. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Pekin’in etnik unsurlara dini baskı yapmaya son vermesi gerektiğini belirterek, “Yüz binlerce belki de milyonlarca Uygur Türkü istekleri dışında sözde eğitim kamplarında tutuluyor. Burada beyin yıkama ve farklı korkunç eylemlere tabi tutuluyorlar.” dedi.

Beyaz Saray sözcüsü Heather Nauert de Çin’in bu baskısından ciddi şekilde rahatsız olduklarını dile getirdi.

Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörler de Trump yönetimine ortak bir mektup yazarak Çinli yetkililere yaptırım uygulanması talebinde bulundu. Önerilen yaptırım listesinde söz konusu kampların hayata geçirilmesinden sorumlu isimlerin bulunduğu belirtiliyor.

Fransa

Fransız hükümeti de Çin’e toplama kamplarını kapatması çağrısında bulundu. Yüz binlerce Uygur Türkünün eğitim adı altında bir arada tutulmasını eleştiren Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi François Rivasseau, “Bu dev kampların kapatılması ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin kamplardaki durumu incelemesi için bölgeye davet edilmesi gerekir.” açıklamasını yaptı. Rivasseau ayrıca, Çin hükümetinin Sincan ve Tibet’te dini ve inanç özgürlüğünü garanti altına alması gerektiğini söyledi.

Almanya

Alman insan hakları komiseri Barbel Kofler, Uygurlu Türklerin bulunduğu kampları ziyaret etmek girişiminde bulundu. Ancak bu girişimi Çin hükümeti tarafından engellendi.

“Uygur Türklerine yönelik uygulamalar beni şoke etti” diyen Alman yetkili, “Maalesef, benim bölgede incelemelerde bulunma talebim kabul edilmedi. Neler olup bittiğini yerinde görmek istiyordum ama şimdilik olmadı. Bu girişimimi önümüzdeki dönemde yineleyeceğim.” dedi.

Alman Dışişleri Bakanı Heiko Mass da, “Bu eğitim kamplarını kabul etmiyoruz. Çin bu konuda daha şeffaf olmalı.” tepkisini dile getirdi.

Malezya

Malezya’da iktidar koalisyonundaki Halkın Adaleti Partisinin Genel Başkanı Enver İbrahim de konuyla ilgili kaygılarını dile getirerek, “En önemli sorun bu insanların (Uygur Türkleri) dini ve dolaşım hakları. Ne bir grubun ne de bir devletin şiddetini kabul etmiyoruz.” diye konuştu.

Malezya, geçtiğimiz haftalarda Çin’in iadelerini istediği 11 Uygur Türkünü Pekin’in baskısına rağmen serbest bırakmıştı.

Bu ülkeler dışında Avustralya, İsviçre, İngiltere ve Belçika da açıkça Çin’e çağrıda bulunarak söz konusu kampların kapatılmasını istedi. Birçok batılı ülke bu süreçte Çin’in iadesini istediği Uygur Türklerini sınır dışı etmeme tavrı takındı.

Pekin yönetimi, söz konusu kampları eğitim amaçlı olduğunu savunuyor ve batılı ülkelerin eleştirilerini reddediyor.

Türkiye

Türkiye’den şu ana kadar resmi kanallardan Çin’e ciddi bir protestonun olmadığı biliniyor. Bu durum Meclis’te bazı muhalefet vekillerinin de tepkisini çekti. Aralık ayı başında Meclis’te söz alan İYİ Parti Konya milletvekili Fahrettin Yokuş, insan hakları izleme örgütünün Uygur Türkleriyle ilgili raporlarının Türkiye’ye de gönderildiğini belirterek, “Kanada’nın başını çektiği Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya, Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerin Çin’de bulunan 15 büyükelçisi Çin hükümetine mektup yazarak yapılan zulümlere son verilmesini talep ettiler. Bu ülkeler Doğu Türkistan Türkleri için mektup yazıp hesap sorarken, Türkiye nerede?” diye sordu.

Türk ve Çinli yetkililer arasında son günlerde yapılan görüşmelerde Uygur Türklerinin durumunun gündeme gelip gelmediği konusunda resmi bir açıklama henüz yapılmış değil.

Dışişleri Bakanlığı, Uygur Türklerinin maruz bırakıldığı durum nedeniyle Çin’e resmi bir tepki ya da söz konusu kampların incelenmesine yönelik bir talebin olup olmadığı konusunda euronews’ün taleplerine henüz cevap vermedi.

Çin’de resmi rakamlara göre 20 milyonu aşkın Müslüman yaşıyor. Çin’in Sincan bölgesinin yüzde 45’ini (Yaklaşık 11 milyon) Uygur Türkleri oluşturuyor.

Kaynak: EuroNews


İngiltere

İngiltere’nin Sincan (Doğu Türkistan)’daki durum hakkında Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi Sözcüsü tarafından yapılan beyanat şöyledir:

Çin yetkililerince düzenlenen “Sincan Uygur Özerk Bölgesi aşırılığı engelleme Yönetmeliği”nin revizyonu, Sincan(Doğu Türkistan)’daki insan hakları durumunun kötüleşmesinin altını çiziyor. Uygur Türkleri ve diğer azınlıkları etkileyen siyasi “yeniden eğitim kamplarında” kitlesel gözaltına alınmalar konusunda güvenilir raporlar var; kitle gözetimi, seyahat kısıtlamaları uygulanıyor ve yurtdışındaki Uygur Türkleri mecburi olarak Çin’e geri gönderildikleri iddia ediliyor.

Bu revizyonlar, Birleşmiş Milletler Irksal Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılma Komitesi tarafından verilip Çin’i Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki politikasını değiştirmeye çağıran tavsiyelere ters düşmektedir.

Bu bağlamda, AB, Çin’in kendisinin de imza atmış olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Uluslararası Sivil Sözleşme Bildirgesinde güvence altına alındığı şekilde, din, inanç özgürlüğüne ve ifade hürlüğüne, aynı zamanda etnik veya ulusal azınlıklara mensup kişilerin haklarına saygı göstermesini beklemektedir.   (Kaynak: İngiltere dışişleri ve milletler topluluğu bürosu)

Japonya

Bir hükumet yetkilisi, Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin, Çin ziyaretinde cuma günü (26 Ekim) Çin Başbakanı Li Keqiang ile yaptığı görüşmede Çin’deki insan hakları durumuyla ilgili endişelerini dile getirdiğini söyledi.

Japon yetkilisi gazetecilere verdiği demeçte, “Elbette, Uygur konusu göz önünde tutularak (Shinzo Abe’nin de Li’ye söylediği gibi) Japonya dahil uluslararası toplumun Çin’deki insan hakları durumuna yakından dikkat etmekte olduğunu” söyledi.    (Kaynak: Kyodo News)

Bir yorum

  1. Abbas Abbas 19 Aralık 2018

    Arap tapanların Allah belasını versin koşun her oyunuz Çin’deki soydaşlarımızın kanı olarak geri dönecek satılmışlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir