İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çin Zulmü

Sivas Postası
Yiğide Neayak

“ZULME ENGEL OLAMIYORSANIZ, ONU HERKESE DUYURUN!”: UYGUR TÜRKLERİ ÖRNEĞİ

“Zulme engel olamıyorsanız, Onu herkese duyurun!”  Hz. Ali

Türkiye´de, yaşayarak öğrendiğim, temelde “etnik meselelere” ilişkin “iki” toplumsal bakış:

  • Birincisi, ilgili etnik köken “Türk veya Müslüman orijinli” ve başka ülke topraklarında ise, yapılanlar “zalimlik, gaddarlık, katillik vs.” olarak tanımlanmasıdır. Örneğin, 1980´li yıllarda Bulgarlar Türklerine yapılan asimilasyon politikaları… Başka bir örnek, Filistinli veya Suriyeli Araplar…
  • İkinci bakış, ilgili “Türk” kökenli değil ve Türkiye topraklarında ise, yapılanlar yine “zalimlik, gaddarlık, katillik, hainlik vs.” olarak tanımlanmasıdır. Örneğin, Türkiyeli Kürtler!…
  • Yeni ve orijinal “üçüncü bakış”,zulme sessiz kalma: UYGUR TÜRKLERİ için yapılan çok ciddi insan hakları ihlalleri konusunda toplumsal düzeyde ilgililer ne yazık ki etkili tepki gösteremediler (son zamanlarda, Sivas´ta yerel düzeyde özellikle muhalif siyasi partilerin yaptığı etkinlikler hariç!).

 Bu konuda en ses getiren Türk kökenli Alman futbolcu Mesut Özil´in cesur basın açıklaması idi! En dikkat çekici sözleri şunlar idi: Hz. Ali´den aldığı ““Zulme engel olamıyorsanız, Onu herkese duyurun!” ve “Bilmezler mi ki, yıllar sonra oradaki kardeşlerimizin bu acı günlere dair hatırlayacakları zalimlerin işkenceleri değil, biz Müslüman kardeşlerin sessizliği olacaktır!” Sözlerinin akabinde de, sansürlendi!?…

 Toplumsal sessizlik veya duruşsuzluğun arkasındaki temel sebepler güncel global siyasi yakınlaşmalar ve ekonomik çıkar ilişkileri olduğu kanaatindeyim! Buna bir de, ülke içindeki “ekonomik bağımlı” alt sosyal sınıfların çokluğu, orta sınıfın az sayıda olması ve/veya sessizliği, “korku kültürü”nün yaygınlığı, üniversitelerin, sivil toplum ve medyanın sessizliklerini de ekler isek, sanki ağırlıklı gerekçeler ortaya konmuş olur…

  • Siyasi olarak Komünist, ekonomik olarak Kapitalist Çin Devleti tarafından insan haklarına aykırı her türlü “yok sayma” ve “baskı” politikalarını(kamplara atma, işkence, öldürme, susturma, sansür, iletişim/ilişki kesme, inkar etme, düşünce ve ifade özgürlüğü olmaması, kendi dilini, dinini, onurunu vb. yok etme vs.) hiçbir alt-topluluk veya topluma uygulanması kabul edilmez bir durumdur!
  • Şahsımın ise bakışı “dördüncü bakış” açısıdır!: Nerede, ne zaman, kaynağı her kimden gelirse gelsin,insan hakları ihlali bir suçtur, birey, kurum, şehir, toplum düzeyinde sürekli olarak mutlaka karşı çıkılmalıdır!

Kaynak: SivasPostası

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir