İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Barın Direnişi: Uygurların zulme karşı mücadele tarihinin unutulmaz sayfalarından biri

Çin’in baskılarına karşı Barın kasabasında 5 Nisan 1990’da başlayan karşılık hareketi, Çin’in silahlı müdahalesine tepki olarak bir milli direnişe dönüştü. Çin ordusunun gerçekleştirdiği katliamla sonuçlanan direniş, Uygur tarihinde önemli bir yer edindi.

Abdülhalık Kara

Çin Komünist rejiminin Doğu Türkistan’daki baskılarına, siyasi zulümlerine, ırk ayrımcılığına, etnik ve dini imha politikalarına karşı 5 Nisan 1990’da Aktu Nahiyesine bağlı Barın kasabasında Zeynidin Yusuf liderliğindeki Uygur halkı bir direniş hareketi başlattı. Bu hareket, Çin’in silahlı müdahalesine tepki olarak silahlı bir inkılaba dönüştü.

Bu inkılap, Barın Direnişi veya ardından gelen katliam nedeniyle Barın Katliamı adıyla Uygur halkının siyasi tarihinde önemli bir yer edindi.

AİLE PLANLAMASI POLİTİKASI VE ÇİNLİ GÖÇÜ

1980’lere doğru Çin hükümeti, Doğu Türkistan’da Uygur nüfusunu azaltmak amacıyla “aile planlaması politikası” adı altında Doğu Türkistan’da sert doğum kısıtlamaları uygulamaya başladı. Bu politika, yöneticilerin baskısı altında zorla kürtaj, doğumu yaklaşan bebeklerin zorla aldırma ve kısırlaştırma gibi uygulamaları da beraberinde getirdi. Bunun yanı sıra, Çin yetkilileri Çinlilerin bölgeye göç etmesini teşvik etti ve Şincan Üretim ve İnşaat Kolordusu’nun (Bingtuan) genişlemesi için mali ve siyasi destek sağladı. Bu süreçte doğal kaynaklar Çinli göçmenler tarafından yağmalandı. Uygur halkı kasıtlı olarak yoksullaştırıldı.

HALKIN HAK ARAYIŞ GİRİŞİMİ

5 Nisan 1990’da Doğu Türkistan’ın Aktu nahiyesine bağlı Barın kasabasında, Zeynidin Yusuf öncülüğünde yüzlerce Uygur Türkü, aile planlaması politikası kapsamında zorla kürtaj, doğumu yaklaşan bebeklerin zorla aldırma ve kısırlaştırma gibi uygulamaların önlenmesi, Çinlilerin bölgeye göçüne yönelik teşviklerin durdurulması ve başka birçok haksızlıklara son verilmesi taleplerini dile getirmek amacıyla Barın Belediye önüne toplandı ve belediye yetkililere taleplerinin dile getirildiği mektubu sundu.

SİLAHLI MÜDAHELE VE MİLLİ DİRENİŞ

Yetililer, halkın ayaklanacağına dair duyum aldıkları için Barın Belediyesi avlusuna önceden 200’den fazla asker ve polis yerleştirmişti. Yetkililerin Uygur Türklerinin taleplerine cevap vermek yerine silahlı müdahalede bulunması, gerilimin daha da artmasına yol açtı. Zeynidin Yusuf liderliğindeki Uygur Türkleri, bıçak, balta ve sobalar gibi basit araçlarla donanarak belediyeyi kuşattılar. Silahsız ve basit araçlarla donanmış bu grup, çatışmalarda polis ve askerlerin silahlarını ele geçirerek ganimet olarak kullandı ve kısa sürede bir direniş gücü haline geldi. Böylelikle hak arama girişimi, Çin hükümetinin silahlı müdahalesi sonucu kasaba genelinde bir ayaklanmaya ve Çin işgaline karşı milli bir direnişe dönüştü.

TÜM KASABA ABLUKA ALTINA ALINDI

Zulüm altında inleyen Uygur Türkleri için bir umut ışığı olan Barın direnişi, Doğu Türkistan genelindeki diğer bölgelere de yayılacaktı. Ancak durumun gittikçe kötüleşmesi üzerine Çin yönetimi, bölgeye 20 binden fazla silahlı asker, tanklı birlik, helikopter ve uçaklar sevk ederek bölgeyi abluka altına aldı.

Zeynidin Yusuf liderliğindeki Barın inkılapçılarının sayısı 500 civarındaydı. Kendileriyle kat kat fazla olan Çin askerlerine karşı 3 gün boyunca direndiler. Çatışmada Zeynidin Yusuf, İshak Hoşur, Muhammet Turdi, Muhammet Tursun ve 107 kişi şehit oldu. Ayrıca 289 kişi tutuklandı. Ancak şehitlerin mücadelesi, Doğu Türkistanlıların özgürlük mücadelesinde unutulmaz bir yer edindi.

KASABA GENELİNDE KATLİAM

İnkılapçılar bastırıldıktan sonra, hıncını alamayan Çin silahlı güçleri, tüm kasaba genelinde temizleme hareketi başlattı ve yaşlı, çocuk, kadın ve erkek demeden topyekûn korkunç bir katliam ve tutuklama başlattı. Bu sırada masum kadın ve çocukların dahi kurşuna dizildiği iddia ediliyor.

Temmuz 1990’da Uygur Özerk Bölge yönetiminin yaptığı açıklamasında, “etnik ayrılıkçılık ve benzeri suçlar” nedeniyle bölgede 7.900 kişinin tutuklandığını bildirdi.

Zeynidin Yusuf liderliğindeki vatansever gençler, Çin Komünist rejiminin baskılarına, siyasi zulümlerine, ırk ayrımcılığına, etnik ve dini imha politikalarına karşı bir haklı direniş sergilediler. Bu direniş, gerçi yenilgiyle sonuçlanmış olsa da Uygur halkının sömürgeciliğe ve baskıya karşı mücadele ruhunu yansıttı. Çin’in misilleme ve katliam eylemleri, Uygur halkının bu mücadele ruhunu yok edemedi ve edemeyecektir.

Kaynak: Yeni Akıt

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir